Hâlbuki Edebiyatta daha ilk günden yaratıcı olabilirsiniz. | Open Subtitles | أما في الأدب يمكنك أن تكون مبتكراً منذ البداية |
Tarihte de doktoram var, Edebiyatta olduğu gibi. | Open Subtitles | لديّالدكتوراهفي التاريخ، بالإضافة إلى الدكتوراه في الأدب |
Ama istenmeyen etkileri, benim gibi insanların da Edebiyatta yer alabileceğini bilmememe yol açmalarıydı. | TED | لكن التبعات غير المقصودة كانت أنني لم أعرف أن الناس من أمثالي يمكن أن يتواجدوا في كتب الأدب. |
Benim gibi insanların da; kıvırcık saçlarına at topuzu yapılamayan, çikolata renkli deriye sahip kızların da, Edebiyatta yer alabileceğinin farkına vardım. | TED | أدركت أن الناس أمثالي، البنات ذوات لون البشرة مثل الشوكلاتة، اللاتي لا يمكن أن يمشط شعرهن مثل ذيل الخيول، يمكن أن يتواجدوا أيضاً في كتب الأدب. |
Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için, hayal kurmak, okumak, müzik, sanat ve Edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar | TED | لقد ضحوا بالراحة المادية مقابل المساحة والزمن لاكتشاف الإبداع الداخلي، للحلم، للقراءة، لتأليف الموسيقى، للفن وللكتابة. |
Yoğun bir iç mücadele ve çevresel zorlukların ardından, Mısır yeniden ayağa kalktı, sanat, mimari ve Edebiyatta olağanüstü bir canlanma gösterdi. | TED | وبعد فترة الصراع الداخلي الشديد والتحديات البيئية، ازدهرت مصر مع انتشار لا يصدق للفن والعمارة والأدب. |
Burada en az konuşan, en sessiz olan o, ve sadece o Edebiyatta gerçek bir kariyer yapabilir. | Open Subtitles | إنها أقل صخباً في هذه القاعة، أكثر هدوءً، والشخص الوحيد الذي بوسعه أن يحصل على مهنة حقيقية في الكتابة. |
Burada en az konusan, en sessiz olan o, ve sadece o Edebiyatta gerçek bir kariyer yapabilir. | Open Subtitles | إنها أقل صخباً في هذه القاعة، أكثر هدوءً، والشخص الوحيد الذي بوسعه أن يحصل على مهنة حقيقية في الكتابة. |
Bir yıl sonra, eyalet verileri sonuçlarımızın cebirde yüzde 171 ve Edebiyatta yüzde 107 arttığını ortaya koydu. | TED | بعد سنة، بيّنت بيانات الحالة أن النسبة المئوية شهدت ارتفاعا بمائة وواحد وسبعون بالمائة في الرياضيات ومائة وسبعة بالمائة في الأدب. |
Bu klasik bir ihanet, Edebiyatta çok rastlanır! | Open Subtitles | هذه خيانة كلاسيكية فاسدة- نجدها بكثرة في الأدب الشعبي |
Edebiyatta hep iyi şeyler gördü. | Open Subtitles | وقد رأى في الأدب كل الأشياء الجيدة. |
Burada en az konuşan, en sessiz olan o, ve sadece o Edebiyatta gerçek bir kariyer yapabilir. | Open Subtitles | إنها أقل صخباً في هذه القاعة، أكثر هدوءً، والشخص الوحيد الذي بوسعه أن يحصل على مهنة حقيقية في الكتابة. |