"edemeden" - Translation from Turkish to Arabic

    • أن يتمكن
        
    • يتسنّى
        
    Tabi, öyle kalsın. Sen daha ateş bile edemeden onu öldürüşümü gör. Open Subtitles ستشاهدونني أقتله قبل حتى أن يتمكن أحدكم من إطلاق النار
    Ama oteli terk edemeden biriyle karşılaştı ve o kişi onu kendi silahıyla vurdu. Open Subtitles ،لكن قبل أن يتمكن من الخروج من هناك أحدٌ ما يواجهُه ومن ثم .يطلق عليه بمسدسه
    Ebeveynler, çocukları daha tek kelime bile edemeden karar veriyorlar. Open Subtitles العائلات تجري هذه الصفقات قبل حتى أن يتمكن أطفالهم من الكلام
    Ama savunma makamı test edemeden mermiler ortadan kayboldu. Open Subtitles ولكن قبل أن يتسنّى للمدّعي اختبار الرصاص تمّ فقدانها
    Onlar savaş kamplarını kuramadan ve askerlerini temin edemeden saldırdılar.. Open Subtitles "هاجموهم قبلما يتسنّى لهم إقامة معسكر الحرب وتموين جنودهم"
    Bu yüzden, o ve en iyi arkadaşı, yani başka bir cadı bir ölümsüzlük büyüsü yapmışlar ve Silas'ın en yakın arkadaşı olan cadı kıskanmış ve Silas'ın hatununu, o daha kızı ölümsüz yapma şansını elde edemeden öldürmüş. Open Subtitles لذا هو وأعزّ أصدقاؤه، ساحرة أخرى، صنعا تعويذة للخلود. عندئذٍ، طغت الغيرة على السّاحرة، فقتلت حبيبة (سايلس) قبلما يتسنّى لها الخلود.
    Bir ajanı temin edemeden öldürülme ihtimali yüksektir. Open Subtitles عندما تكون الإحتمالات في جانب العميل ... بأن يقتل قبل أن يتمكن من الحصول على

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more