Ve bilirsiniz, mülteci kamplarına, hergün araştırma yapmak için gittiğimde hayal dahi edemeyeceğiniz şeyler buldum. | TED | وكما تعرفون، عندما كنت في مخيم للاجئين، ذهبت يوما بعد يوم للقيام بمسحٍ، ووجدت أموراً لا يمكنكم حتى تصورها. |
Emirlerime aldırmazsanız, hayal edemeyeceğiniz kadar büyük bir felaketle karşılaşacaksınız. | Open Subtitles | إذا لم يتم الإلتزام بهذه الأوامر ستقع كارثة لا يمكنكم تخيلها |
Ve sonra hayal bile edemeyeceğiniz pozisyonlarda edepsiz, akrobatik seksimizi yapacağız. | Open Subtitles | و بعد التصوير ، سنذهب لممارسة الجنس بطريقة بهلوانية بذيئة .. بوضعياتٍ لا يمكنكم تخيّلها حتى |
Hiçbir zaman olabileceğini tahmin edemeyeceğiniz, aslında olabilecek, birçok olasılık vardır. | TED | لا يمكنك ابدأ، هناك فقط، تجاورات ممكنة ذلك لا يكون، لا تعتقد انها سوف تحدث. |
O hayallerinize sıkı sarılın ve sizin bile hayal edemeyeceğiniz yerlere sizi götürmesine izin verin. | TED | تمسكي بسرعة بتلك الأحلام وافتحي لها المجال أن تأخذك داخل عالم لا يمكنك حتى تخيله. |
Siz bilgisayarcılar, kontrol edemeyeceğiniz şeyler yapıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم رجال الحاسوب تصنعون أشياء لا يمكنكم السيطرة عليها |
Yaptığınız işlere hayranlık duyuyorum ama bilimsel merakınız sizi hiçbir zaman kontrol edemeyeceğiniz güçlere tehlikeli bir şekilde yaklaştırdı. | Open Subtitles | أنا معجب بأعمالكم لكن فضولكم العلمى جعلكم تقتربوا بشكل خطير من قوى لا يمكنكم أن تتحكموا بها أبداً |
Hayal bile edemeyeceğiniz kaynaklarımız var. | Open Subtitles | نحن لدينا مصادر لا يمكنكم تخيلها |
Burada hayal bile edemeyeceğiniz işler başardım. | Open Subtitles | أنجزت أشياء هنا لا يمكنكم تخيلها |
Hayal bile edemeyeceğiniz şeyler. | Open Subtitles | أشياء لا يمكنكم تخيلها حتى |
..ama şu an hayal edemeyeceğiniz kadar çok meşgulüm. | Open Subtitles | ولكن أنا مشغول حتى الآن ، لا يمكنك تخيل. |
Karar anındaki ufacık bir yanılma telafi edemeyeceğiniz hatalara sebebiyet verir. | Open Subtitles | "قد تكون أيّ زلّة هيّنة خطأ لا يمكنك التعافي منه أبداً" |
Tanımadığınız, hayal bile edemeyeceğiniz insanları taşıdım. | Open Subtitles | أشخاص لا تعرف عنهم شيئا, أشخاص لا يمكنك تخيلهم |
Ama beni yasadışı faaliyetle suçlamak... Anayasa konusunda sizden daha fazla yetkili olduğum inkar edemeyeceğiniz tek şeydir Sayın Başkan. | Open Subtitles | هناك أمر لا يمكنك إنكاره أنا أفهم بالدستور أكثر منك يا سيدي الرئيس |
Hiç telafi edemeyeceğiniz, kendinizi affedemeyeceğiniz unutamayacağınız bir şey yaptınız mı? | Open Subtitles | هل سبق و فعلت شئ من قبل لا يمكنك الرجوع عنه لا يمكنك أن تسامح لا يمكنك أن تنسى |
Ucuz, işlevsel, güvenilir şeyler insanların yaratıcılığını serbest bırakır, böylece hayal edemeyeceğiniz şeyler inşa ederler. | TED | الأشياء الرخيصة الثمن، والوظيفية، التي يمكن الإعتماد عليها، تفسح مجال الإبداع للناس الذين ينشئون حينها أموراً لا تخطر على البال. |