"ederler" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيقومون
        
    • فإنهم
        
    • سيسعهم
        
    • و هم في العرين
        
    • يواصلون
        
    • يتركونهم
        
    • مباحث التهرب
        
    Hepimiz öldüğünde de, geminin silahlarını filoya çevirirler ve tek kalemde yok ederler. Open Subtitles وعندما نلقي كلنا حتفنا , سيقومون بإدارة مدفعيات السفينة إلى الأسطول وإبادتهم تماماً
    Büyük bir olasıIıkla onu uzun bir süre hapse mahkum ederler. Open Subtitles غالباً سيقومون بحبسها لفترة طويلة لمعظم الوقت.
    Gezegenleri köleleştirirler ya da direnişle karşılaşırlarsa üzerinde yaşayanları yok ederler. Open Subtitles سوف يستعبدون الكوكب أو في طور المقاومة، سيقومون بإبادة سكانه
    Bu tip adamlar köşeye sıkışınca... polis yoluyla intihar ederler. Open Subtitles عندما يشعر رجال كأولئك بأنهم محاصرون فإنهم ينتحرون بمواجهة الشرطة
    Karşılaştığınızda, size kilitlenirler, gözünüzün içine bakarlar, kişisel alanınızı istila ederler, kafanızın arkasına masaj yaparlar. TED فعندما تلتقيهم، فإنهم يصبون اهتمامهم عليك، وينظرون في عينيك مباشرة، ويغزون محيطك الشخصي، ويربتون على مؤخرة رأسك.
    Hayır, eğer arkadaşlarıma ulaşabilirsek onlar bize yardım ederler, biliyorum. Open Subtitles كلا. إذا أمكننا الوصول إلى أصدقائي، سيسعهم مساعدتنا، أثق بهذا
    Henüz çok küçük olan yavrular kolayca üşüyebileceklerinden inde çok daha rahat ederler. Open Subtitles فيكونهمصغارجداً، فإن الجراء من السهل أن يبردوا و سيكونوا أكثر راحة و هم في العرين.
    Gündüzleri 24 saatken tüm gün boyunca avlanmaya devam ederler. Open Subtitles بوجود ضوء الشمس 24 ساعة، فإنهم يواصلون الصيد على مدار الساعة
    Ya onları terk ederler, ya da yanlış şeyler öğretirler. Open Subtitles يتركونهم أو يظلون معهم ويعلمونهم أمور خاطئة
    İmkansız. Onu İç İşlerine, Gümrüğe ve FBI'ya teslim ederler. Open Subtitles هذا مستحيل فسيسلمونة فوراً الى مباحث التهرب من الضرائب و الجمارك و رجال المباحث الفيدرالية
    Ortalıklarda görünmesen iyi edersin yoksa onun yerine seni idam ederler. Hoşça kal Emrys. Open Subtitles من الأفضل أن تخفي نفسك , و إلا فإنهم سيقومون بإعدامك.
    Ama bir saldırı gerçekleştiğinin farkına varırlarsa, o lanet siperlerini bize mezar ederler. Open Subtitles ولكن إن أعتقدوا أن هجوماً قادماً سيقومون بتجميع هذه الأنفاق فوقنا , مثل سمك الساردين
    Düşmanın binasına saldırmayı planlıyorlarsa bize belli ederler miydi? Open Subtitles لو كانوا يخططون لمهاجمة مقرّ العدو هل سيقومون بذلك بشكلٍ فاضح لهم ؟
    Güvenlik çok sıkı olacaktır, onlar da sadece göt lalelerini davet ederler. Open Subtitles الامن سيقومون شديدين, وهم يدعون الناس الحمقى فقط.
    Belediye binasının tavan arasında saklayıp 100 yıl sonra tekrar inşa ederler. Open Subtitles سيقومون بتخزينه في علية قاعة البلدية وإعادة بنائه في مائة عام
    Hemen dönmezsem, beni kapı dışarı ederler. Open Subtitles إذا لم أعد الآن, سيقومون بطردي.
    Ama realistler, acı gerçekleri kabul ederler ama umutlarını kaybetmezler. TED بينما الواقعيّون في الجهة الأخرى، فإنهم يتقبلون الحقائق المؤلمة ولكنّهم يحافظون على الأمل أيضاً.
    Veya birine yol soracak olursanız, sizi büyük ihtimal kahve içmeye evlerine davet ederler. TED أو، عندما تسألون أحدهم عن الإتجاهات، فإنهم غالبًا ما يدعوكم إلى المنزل لتناول القهوة.
    Kızı hemen öldürüp, Şehri de terk ederler. Open Subtitles فإنهم سيقتلونها فورا ومن المحتمل أن يتركوا البلدة
    Hayır, eğer arkadaşlarıma ulaşabilirsek onlar bize yardım ederler, biliyorum. Open Subtitles ،كلا. إذا أمكننا الوصول إلى أصدقائي سيسعهم مساعدتنا، أثق بهذا
    Henuz cok kucuk olan yavrular kolayca usuyebileceklerinden inde cok daha rahat ederler. Open Subtitles فيكونهمصغارجداً، فإن الجراء من السهل أن يبردوا و سيكونوا أكثر راحة و هم في العرين.
    Rekabet ederler. Open Subtitles الرجال يواصلون التهديف
    Hastalıklıysa onları satamaz veya besleyemezler açlıktan ölmeye terk ederler. Open Subtitles لا يستطيعون إطعامهم ,أو بيعهم إن مرضوا .لذا يتركونهم ليموتوا جوعاً فحسب
    Onu İç İşlerine, Gümrüğe ve FBI’ ya teslim ederler. İmkansız değil. Open Subtitles هذا مستحيل فسيسلمونة فوراً الى مباحث التهرب من الضرائب و الجمارك و رجال المباحث الفيدرالية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more