"edici bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • وضعاً
        
    • مُزعجاً
        
    Rahatsız edici bir durum olduğunu biliyorum ve ilgin için teşekkürler. Open Subtitles لكنّني أعرف أنّه كان وضعاً مزعجاً وأقدّر اهتمامك بي
    Rahatsız edici bir durumdu. Neredeyse olay çıkacaktı. Open Subtitles لا أصدق تصرفي على العشاء - كان وضعاً صعباً -
    Ve potansiyel tahrik edici bir ortam yaratabilir. Open Subtitles و يمكن ان تولّد وضعاً حارقاً لا يحتمل
    Hayır ama bana biraz rahatsız edici bir şey söyledi. Open Subtitles لا ، لقد ذكرت شيءً مُزعجاً بعض الشيء ، الآن.
    Bay Shaw ile muhabbet ettim ve bana oldukça rahatsız edici bir şey söyledi. Open Subtitles لقدتحدثتمع ... مع السيد "شو" وقد أخبرني شيئاً .. مُزعجاً
    Yeşeren bir sivil toplum, hukukun üstünlüğü ve güvenlik var mı? Hayır. Afganistan'da olan şey, zayıf ve kokuşmuş bir hukuk sistemi, büyük oranda etkisiz ve sınırlı sivil toplum, ayakları üzerine doğrulmaya başlayan bir medya, fakat hiç benimsenmeyen, yolsuzluğun içine bodoslamasına dalmış bir hükümet, şoke edici bir güvenlik, berbat bir güvenlik. TED لم نشهد ازدهاراً مدنياً ومجتمعاً متحضراً ولا وضعاً أمنياً جيداً، على العكس لقد نشأ نظام قضائي ضعيف وفاسد، مجتمع مدني محدود وغير كفؤ، شهدنا وسائل الإعلام لازلت تعاني للوقوف على قدميها لكن الحكومة كانت بلا شعبية ينظر إليها على أنه فاسدة، بالإضافة للوضع الأمني المتردي، والسيء.
    Ağızlarına geleni söylüyorlardı, D.C. için rahatsız edici bir durum oluşturuyorlardı. Open Subtitles لقد كانا يتحدثان بسوء (مما يخلق وضعاً صعباً ل(إي ريب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more