Umuyoruz ki bir gün, acılarını azaltıp yaşamlarını uzatabiliriz. Pankreas kanserini tamamen tedavi edilebilir bir hastalık hâline getirebiliriz. | TED | آملين الوصول لليوم الذي نكون قادرين على تخفيف آلامهم، و تمديد حياتهم وربما جعل سرطان البنكرياس مرضا قابل للشفاء. |
Ve şimdi bunların 14'ü tedavi edilebilir, 2'si de aslında iyileştirilebilir. | TED | و الان يوجد 14 مرضا قابل للعلاج في الحقيقة إثنان منهم قابلين للعلاج |
Mevcut konu ne olursa olsun, amaç yönelimci ve kaçınmacı olarak ifade edilebilir. | TED | بغض النظر عن الموضوع المطروح، هناك نية يمكن أن تصاغ في التنمية والوقاية. |
Ve depresyon tedavi edilebilir. Bu konuda bir şeyler yapmalıyız. | TED | والإكتئاب يمكن علاجه. نحن نحتاج لأن نفعل شيء حيال ذلك. |
Şaşırtıcı bir şekilde, benim için en önemli olan çocuklar, eğitimlerinin sahipliğini ellerine almaya teşvik edilebilir. | TED | حسنأ، من المثير للدهشة أنه ما كان اكثر أهمية بالنسبة لي هو: أنه يمكن أن يُمكن الأطفال من الحصول على ملكية تعليمهم. |
Haklıysak, kesinlikle tedavi edilebilir. | Open Subtitles | إن كنّا محقّين، فهذا قابلٌ للعلاجِ حتماً |
Demek istediğim şu ki bütün bunlar iyi haberler. Çünkü tahmin edilebilir bir şey bana göre dizayn da edilebilir. | TED | ولكن النقطة هى، هذه كلها أخبار جيدة. لأن عندما يكون هناك شئ متوقع، إنه ما أسميه قابل للتصميم. |
Güneşin bir dahaki Salı'ya söneceğini iddia eden her uçuğun test edilebilir bir tahmini vardır. | TED | أي مهووس يدعي أن الشمس ستخرج خارجاً في يوم الثلاثاء وقد حصل على تنبؤ قابل للإختبار |
Aslında onlar, yaşayan en büyük şeytanı bulana kadar dolaşacaklar hayal edilebilir, dönüşmüş insanı. | Open Subtitles | بإفتراض يتجوّلون أحلام الحياة حتى يجدوا أكثر الشر غير قابل للتخيل الإنساني |
Ama sorun iade edilebilir olmayışı. | Open Subtitles | إنّ المشكلة الوحيدة، هو غير قابل للإرجاع. |
Eğer hızlı hareket edersek tamir edilebilir, tamam? | Open Subtitles | هذا قابل للتعديل إذا تحركنا سريعا، موافق؟ |
Birçok şey olabilir. Bazısı tedavi edilebilir. Bazıları ise daha ciddi. | Open Subtitles | قد تكون عدة أشياء بعضها قابل للعلاج و أخرى خطيرة |
Dahası, herhangi fiziksel süreç, sadece fizik kuralları tarafından kısıtlanır ve bu tür bir bilgi tarafından kontrol edilebilir. | TED | وأكثر من ذلك، فإن أي عملية مادية يمكن أن تخضع لنوع من المعرفة، فإنها تُحكَم فقط بموجب قوانين الفيزياء. |
Riskteki değişiklikler, göreceli ya da mutlak terimlerle ifade edilebilir. | TED | يمكن التعبير عن التغييرات في المخاطر بشكل نسبي أو مؤكّد. |
Yine de fikir iyi. Soğukta bir şeyler muhafaza edilebilir. | Open Subtitles | هى ما زالت فكرة جيدة البرودة يمكن أن تحفظ الأشياء |
Hastalığa intrtekal kök hücre tedavisi ile müdahale edilebilir. | Open Subtitles | المرض يُمكن علاجه بواسطة عملية زرع للخلايا الجذعية. |
Avrupa'da ki bir savaş sadece kontrol edilebilir olmayacaktır kazanılması da olasıdır. | Open Subtitles | الحرب في أوروبا ليس فقط يُمكن احتواءها إنَّما يُمكن الفوز بها |
Çünkü epilepsi tedavi edilebilir. Görünüşe bakılırsa elinde meşale olan adamları vurduk. | Open Subtitles | لأنّ الصرع قابلٌ للعلاج يبدو أنّنا أردينا الرجال حاملي المشاعل |
Bu onu daha tahmin edilebilir kılıyor ama bir saniye için bile onu yakalamanın kolay olacağını düşünmeyin. | Open Subtitles | انه معتد متحفز جنسيا هذا يجعله اكثر قابلية للتنبؤ بتحركاته ولكن لا تظنوا للحظة |
İkimizi de,kabul edilebilir kayıplarla burdan çıkarabilecek bir senaryom var. | Open Subtitles | اعتقد اني اعرف طريقة خروجنا من هنا مع خسائر مقبولة |
Yani Sen kendini önceden tahmin edilebilir biri olarak düşünmüyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد بأنك من النوع الذي يسهل التنبؤ به؟ |
Bu akıllı Hristiyanlar için kabul edilebilir bir şey değil, ve bizler bunu onaylamak zorundayız. | TED | ليس هذا بالأمر المقبول لدى المسيحيين الأذكياء, وينبغي أن نعترف بذلك. |
Hastalıkla savaşmanın yolu tedavi etmek değil, hâlâ tedavi edilebilir durumdayken onu teşhis etmektir. | Open Subtitles | انت لا تحارب المرض بعلاجه انت تحارب المرض بإكتشافه بينما ما يزال قابلاً للعلاج |
Kabul edilebilir tek sonuç tütün şirketlerinin işletmelerini kapatması olur. | TED | النتيجة الوحيدة المقبولة ستكمن في إيقاف شركات التبغ عملها الأساسي. |
163.2)\fscx148\fscy39}m 0 0 l 436 0 436 400 0 400 124.133)}An İtibarı İle İfşa edilebilir Bilgiler | Open Subtitles | :المعلومات التي بإمكاننا تشاركها لغاية الآن |
Depremden, kasıragadan veya volkanik patlamalardan farklı olarak asteroid etkileri tam olarak tahmin edilebilir ve engellenebilir. | TED | على عكس الزلازل والأعاصير أو الانفجارات البركانية، يمكن توقع تأثير الكويكب على وجه الدقة ويمكن ردعه. |
Burada 99 mahkumumuz var. Küçük, daha idare edilebilir gruplara böldük. | Open Subtitles | لدينا 99 سجينًا هنا، قسمناهم لمجموعات صغيرة وسهلة الإنقياد |
Orta sınıftan güvenilir, kabul edilebilir ve tahmin edilebilir. | Open Subtitles | يمكن الإعتماد عليه، لطيف المعشر، يمكن التنبأ بأفعاله. |