Anladığım kadarıyla, bu kitabın yazıldığı süre içinde yazarla editör arasındaki ilişkinin kutsal olması bu şirketin temel politikasıdır. | Open Subtitles | حسناً، من واقع معرفتي بسياسة هذه الشركة أثناء كتابة الكتاب يجب أن تكون العلاقة بين المحرر و الكاتب مقدسة |
editör yazarı hiçbir zaman satmaz, çıkarılması gereken kötü şakaları veya fazla uzun hikâyeleri toplumla paylaşmaz. | TED | المحرر لا يخون الكاتب أبدًا، لا يخبر العامة عن النكات السيئة التي تم محوها أو القصص التي أطال فيها جدًا. |
Pazarlama bölümünde başkan yardımcısı olarak başladım... ve editör yardımcılığına kadar yükseldim. | Open Subtitles | عملت كمساعده لنائب مدير التسويق وبعد ذلك عملت طريقي إلى محرر صغير |
Düşündüğün birkaç günden daha fazla. Artık bir editör değilim. | Open Subtitles | إنها أكثر مِنْ بضعة أيام، مع ذلك لم أعد محررة |
Bitik vaziyetteyim. Çok az uyudum, lanet olası editör yüzünden! | Open Subtitles | . أنا مرهقٌ جداً نمت قليلاً في مكتب رئيس التحرير |
Bir milyon satışa ulaşmalarını sağlarsan baş editör. | Open Subtitles | تكونين رئيسة تحرير إذا ساعدتيهم فى بيع مليون نسخة. |
Çünkü bu sabah Theodore Banner'a... diğer editör arkadaşlarıma da bana davranıldığı gibi... davranılmasını istediğimi yoksa işi bırakacağımı söyleyeceğim.. | Open Subtitles | هَلْ تَعْرفُ لِماذا هو جيدُ؟ لأن هذا الصباحُ أُخبرُت ثيودور بنر زميلي المحرر الراشد أن يعاملني مثل المحررين الراشدين |
Evet. Yani editör çizimlerimi beğendi. | Open Subtitles | نعم , نعم , أعني أن المحرر أعجب برسوماتي |
Umarım partiye gelirsin ve editör arkadaşımla tanışabilirsin. | Open Subtitles | حسناً ، اتمنى ان تستطيعي القدوم للحفله لكي تقابلي صديقي المحرر |
Geç de olsa burada olduğuna göre sana sözünü ettiğim editör arkadaşımla tanışmanı istiyorum. | Open Subtitles | طالما انتِ موجودةٌ هنا اريدكِ ان تقابلي صديقي المحرر |
Dijital Braille editör, dijital Braille sözlük, ve dijital bir Braille kütüphane ağı gibi dijital kitap teknolojilerini geliştirmeye başladım. | TED | بدأت بتطوير تكنولوجيا كتب رقمية، مثل محرر برايل الرقمي وقاموس برايل الرقمي وكذلك شبكة مكتبة برايل الرقمية. |
"Sayın Duygusuz editör işini al ve başına çal." | Open Subtitles | عزيزي محرر المجلة المتوتر يمكنك إلصاق وظيفتك بأسفلِ ظهرك إنه رجل يركب دراجة. |
Pazarlama bölümünde çalışıyorum ama bir gün editör ya da yazar olmak isterim. | Open Subtitles | اعمل في قسم تسويق الاشياء لكني احب ان اكون محرر او كاتب يوما ما |
Hem en azından editör olacak yaşta olduğunuzu kanıtlamış oldum. | Open Subtitles | أجل، لكني على الأقل أثبت أنكِ كبيرة كفاية لتكوني محررة |
Ve dahası, bu işe bir editör çizer olarak... ...başladım, yani,... ...tam anlamıyla cahil cesaretiydi. | TED | و ما حدث أنني بدأت فقط أن أصبح محررة راسمة، تعلمون، أن أنحرف في أي اتجاه، وهذا مجرد جهل. |
Ancak mesela, uçaktayken birisi ne yaptığımı sorarsa genellikle editör olduğumu söylerim. | TED | لكن إذا كنت، لنقل أنني في طائرة، وسأل أحدهم ماهو عملي، عادة أقول أنا محررة. |
Birçok yeni editör altlarında yeni insanlarla çalışmaya başlamak istiyordu. | Open Subtitles | معظم رؤساء التحرير الجدد يرغبون.. بتغيير الناس التي تعمل لهم |
editör müdürüm ve ben tüm bunları inceledik, bir kadro oluşturduk ve geçen Eylül ayında yayına başladık. | TED | أنا ومدير التحرير قرأناهم كونا معا عددا من المنظمين، وانطلقنا في سبتمبر الماضي. |
Bu da harika bir editör olmanı sağlayan şeylerden biri. O yazıları ben yazmıyorum. | Open Subtitles | هي أحد الأمور التي تجعلك رئيس تحرير ناجـح |
Evet, büyüyünce kim editör olmak istiyor diye sorduğumda Emmy "Dansçı, maymun, Çinli olmak istiyorum" | Open Subtitles | لقد علمت انني سوف اتعرض للمشاكل عندما سألتهم عن من يريد ان يصبح محرراً عندما يكبر |
Elbette dünyadaki bir çok editör bunun hakkında sinirliydi. | TED | وبالطبع، الكثير من المحررين حول العالم كانوا عصبيين جداً حول هذا الموضوع. |
Bu fırsat için teşekkürler. Pişman olmyacaksınız, Bay editör. | Open Subtitles | أشكرك على الفرصة، لن تندم أبداً يا سيدي المحرّر |
Mezun olduğum zaman... asistan olarak çalışmaya başladım ve... altı ay önce yardımcı editör olmayı başardım. | Open Subtitles | بدأت بالعمل هنا بعد الجامعة مباشرتاً كمساعدة ولقد اصبحت محرره صغيره قبل ست أشهر |
Bu eglenceli gibi görünüyor. Bundan dolayi editör olmak istiyorsun. | Open Subtitles | هذا يبدو ممتعاً، لا عجب نك تحب أن تكون ناشراً |
Şimdi ise BBC'ye editör olarak atandı. | Open Subtitles | تم تكليفها للتو كمحررة في هيئة الإذاعة البريطانية |
Milton Alvaredo, Diane Sidman'ın yerine Şef editör olacak kişiye bakmamızı önerdi. | Open Subtitles | ميلتون ألفاريدو اقترح أن نبحث عن من سيحل محل ديان كمحرر للمجلة |
editör de yayınevinin patronuna okutmuş ve... | Open Subtitles | و المحررة قامت بتقديمه لرئيس النشر و ـ ـ ـ |
- Var. Birçok editör, muhabir de benzer haberler yaptı. - Onları da yakaladınız mı? | Open Subtitles | المحررون يكتبون نفس الكلام لماذا لا يحقق معهم ؟ |
Barcelona'ya gidip, onu yayınlatabilmemiz için bir editör arayacağım. | Open Subtitles | سأذهب لبرشلونة و أبحث عن ناشر , لكي ينشره |