"ediyorsunuz" - Translation from Turkish to Arabic

    • إنكم
        
    • تقومون
        
    • تتصرفون
        
    • إنكما
        
    • أعتبر هذا يا سيدى
        
    • انت التقيتما
        
    • تتعاركان
        
    • تخل
        
    • تنكرين
        
    • تفضل الوضع الغير
        
    • تستمرون
        
    Sizi gidi yaşlı keçiler Beni hasta ediyorsunuz Open Subtitles جماعة من التيوس المجانين إنكم تصيبونى بالغثيان
    Hepiniz sanki sadece iki seçenek varmış gibi hareket ediyorsunuz. Open Subtitles إنكم جميعاً تتصرفون وكأنه يوجد خياران فقط
    - Kendinizi ne zamandır tekrar inşa ediyorsunuz? Open Subtitles منذ متى وأنتم تقومون بإعادة بناء أنفسكم؟
    Şimdi de görev gücünü de mi bu işe dahil ediyorsunuz? Open Subtitles الآن تقومون بسحب كل فريق العمليات هناك ؟
    Son dokuz aydır aralıksız şekilde bahsettiğiniz bir düğünü hak ediyorsunuz. Open Subtitles إنكما تستحقان العرس الذي لم تستطيعوا التوقف عن الحديث عنه خلال الـ9 أشهر الماضية
    Gitmem gerek, beni rahatsız ediyorsunuz. Open Subtitles يتوجب عليّ المغادرة، إنكم تجعلوني غير مرتاحاً.
    Onu rahatsız ediyorsunuz. Open Subtitles لا تضعوها بموقف محرج يا رفاق, إنكم لا تشعرونها بالإرتياح
    Çok fazla kavga ediyorsunuz beyler. Open Subtitles توقفوا، إنكم تتشاجرون كثيراً. إنه غير ضروري.
    Siz hacktivistsiniz. Kanunlar yetersiz olduğunda insanlara yardım ediyorsunuz. Open Subtitles إنكم قراصنة ناشطون تساعدون الناس حين يفشل النظام
    Siz sadece birbirinizi tekrar ediyorsunuz. Open Subtitles انتم يارفاق تقومون باعادة حديث بعضكم البعض
    Yani bunun gibi birşeyi alıyorsunuz, yakıyorsunuz, basınç altında bırakıyorsunuz, ve belki bunu elde ediyorsunuz. Gerçi yine altını çiziyorum. TED إذاً تأخذون شيئا كهذا، تقومون بحرقها، تضعونها تحت الضغط، ومن المحتمل أنكم، تحصلون على هذا. ومع أنه، مجددا، أشدد: لا نعرف.
    Yani siz o şey için insanları mı kurban ediyorsunuz? Open Subtitles إذا أنتم تقومون بالتضحية بالسياح
    Hayvan gibi hareket ediyorsunuz onlar gibi vurulacaksınız. Open Subtitles تتصرفون كالحيوانات وسيطلق عليكم النار مثلهم
    Son dokuz aydır aralıksız şekilde bahsettiğiniz bir düğünü hak ediyorsunuz. Open Subtitles إنكما تستحقان العرس الذي لم تستطيعوا التوقف عن الحديث عنه خلال الـ9 أشهر الماضية
    Bir subayı silahla tehdit mi ediyorsunuz? Open Subtitles هل أعتبر هذا يا سيدى , أنك تهدد ضابط صديق بمسدس يا سيدى
    Tanıştığınızdan beri kavga ediyorsunuz. Open Subtitles لقد كنتما تتقاتلان منذ انت التقيتما بعضكما.
    Sen ve çüksüz dostun silahlı bir çatışmaya dahil olmamı mı teklif ediyorsunuz? Open Subtitles أنتَ ومُساعدتكَ التي لاتملك قضيباً تطلبان أن تتعاركان معي بالمسدس؟
    Bu arada cevap vermeyerek kontratınızı ihlal ediyorsunuz. Open Subtitles و للأسف بعدم الإجابة تخل بشروط العقد
    LA'dan doğru dürüst birilerinin çıkamayacağını düşünmekte ısrar ediyorsunuz. Open Subtitles اعني, انكي مازلت تنكرين اي شئ جيد يخرج من لوس انجيليس
    Sözde sadakatsizlikten söz ediyorsunuz, değil mi? Open Subtitles انت تفضل الوضع الغير قانونى اليس كذالك
    Bu duvar değil mi? Siz durmadan onu yeniden inşa ediyorsunuz. Open Subtitles إنه ليس الجدار، الذي تستمرون يا رفاق بإعادة بناءه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more