"efsanedir" - Translation from Turkish to Arabic

    • أسطورة
        
    • خرافة
        
    • اسطورة
        
    • أسطورية
        
    • أسطوري
        
    • اسطوره
        
    • الأسطورة
        
    • إسطورة
        
    Bizim meslekte efsanedir. Bu işe başvurmamın en büyük sebeplerinden biriydi. Open Subtitles لقد كان أسطورة أنهُ أحد الأسباب التي جعلتني أتقدم للعمل هنا
    Denizaltı camiasında hemen hemen bir efsanedir. Open Subtitles إنه أقرب إلى أن يكون أسطورة في مجتمع الغواصات
    Yaşayan bir efsanedir. Harper Avery'yi iki kez kazandı. Open Subtitles إنها أسطورة حية نعم لقد فازت بجائزة الطب مرتين
    Gerçek aşk bir efsanedir. Şişman yaşlı bir dul olmadan önce... Open Subtitles الحب الحقيقي خرافة يجب أن تسرعي بالزواج من نيكي
    Bir adama hizmet ediyorum. Bir adamdan cidden fazlası, bir mittir, ama gerçektir, yaşayan bir efsanedir, Firari Jeong Jeong. Open Subtitles لقد خدمت رجلا، في الحقيقة هو اكثر من رجل عادي، انه اسطورة، ولكنه حي، اسطورة تنبض بالحياة
    Tamam, ama o senin dediğin 10 yaşına kadardı ve benim annemin bilim anlayışı efsanedir. Open Subtitles حسنٌ، ذلك كان حتى بلغت العاشرة حصيلة أمّي العلمية كانت أسطورية
    efsanedir, bunu bir yere yaz, bu da harika Mickey Bricks olağanüstü bir dolandırıcıdır, herkes arasında... Open Subtitles إنه أسطورة هذا ميكي بريكس العظيم نصاب فوق العادة.. من الصفوة
    Onu seviyorum baba. Aşk genç köylülerle bakirelerin aklını bir hayalle meşgul eden bir efsanedir. Open Subtitles الحب هو أسطورة تشغل عقول الفلاحين والعذارى لكي يحلموا
    Sana iltifat ediyorum ya hu, Heather Langenkamp bir efsanedir. Open Subtitles لقد كان هذا مديحاً، "Heather Langenkamp" لقد كان قاتل أسطورة.
    Motorcular aleminde, yaşayan bir efsanedir o! Open Subtitles كان أسطورة حيّة في أوساط راكبي الدراجات النارية.
    Irklardan üstün bir efsanedir, insanlığın sonsuz inancıdır. Open Subtitles كانت جزءًا لا يتجزأ من أي حضاره بل هو أسطورة أن تسمو على العرق إنه التزام في عقيدة البشرية
    - İsmini duymuştum. Buralarda tam bir efsanedir. Harika. Open Subtitles سمعت بهِ، فإنّنا نعدّه أسطورة هنا، إذ كان عبقريًّا.
    Ama bu bir efsanedir ve bunu sen de biliyorsun. Open Subtitles ولكنَّ هذه مجردُ أسطورة وأنت على علمٍ بذلك
    Belki sadece insanlara umut vermek için yaratılan bir efsanedir. Open Subtitles ربما تكون أسطورة فقط إختلقت لتعطي الناس الأمل
    Kendisi yöneticilik dalında efsanedir, bu işte çığır açan işlere imza attı. Open Subtitles إنه أسطورة في تكامل الأعمال انه ثورة في هذة اللعبة,
    Yeraltı dünyasında çok ünlü bir efsanedir. Open Subtitles انها أسطورة مشهورة في عالم الجريمة
    Bir insanın amacının ve tutkularının gözlerinde görünebileceği bir efsanedir. Open Subtitles أختفت أن تكون قادر على قراءة نوايا ورغبات شخص في عينيه أنها خرافة
    Zed bir efsanedir, gizemli sokak sanatçısı ve kimse onunla tanışmamıştır. Open Subtitles زيد اسطورة, فنان غامض يستخدم فنه بشارع الذي لم يقابله اي شخص.
    Yüzüklerin Efendisi, tarihin en efsanevi masallarıyla doğrudan bağlantıları olan günümüze ait bir efsanedir. Open Subtitles إن "سيد الخواتم" أسطورة حديثة متصلة بروابط مباشرة مع أكثر الشخصيات أسطورية بالتاريخ
    Konaktaki aile arasında bir efsanedir. Open Subtitles لقد كان الأمر أسطوري بين أفراد العائلة.
    - Ne düşüneceğimi bilmiyorum. Umarım sadece bir efsanedir. Open Subtitles لا أدري و لكنى اتمنى ان تكون مجرد اسطوره
    Bu efsane, evreninin en önemli yönlerinden birini açıklayan bir efsanedir. Open Subtitles هذه الأسطورة الوحيدة التى تعرف واحده من أكثر المظاهر الرئيسية في هذا الكون
    Ayrıca bir Finlandiya efsanedir, eğer teknik olmak istiyorsanız. Open Subtitles وأيضاً إسطورة فنلنديّة، إنْ أردتِ أن تكوني دقيقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more