"ekleyerek" - Translation from Turkish to Arabic

    • بإضافة
        
    Hücreleri, peki, diyelim ki, deri hücrelerini, onlara biraz gen ekleyerek, onları üreterek, ve sonra hasat ederek indüklüyoruz. TED نحن نحفز الخلايا، حسنا، لنقل، خلايا الجلد، بإضافة بعض الجينات إليها، إنباتها، ومن ثم حصدها.
    Herhangi renkte bir yumurta ekleyerek işlemi başlatabilirsiniz. TED يُمكن البدء بعملية دمج البيوض بإضافة بيضة واحدة من أي لون إلى المحضنة.
    Ama sonra aklıma geldi... belki... sadece belki...emulsiyon işlemi sırasında... kompleks bir glukoz türevi ekleyerek yapışkanlığını biraz daha artırırabilirim diye düşündüm. Open Subtitles ومن ثم فكرت أنه ربما فقط، يمكن رفع اللزوجة بإضافة مشتق الغلوكوز المعقد
    Bitkiler tohumlara lezzetli kapsüller ekleyerek karıncaları depolama işine teşvik ediyor. Open Subtitles تشجّعهم النباتات على عمل ذلك بإضافة غلاف لذيذ لبذورها.
    Farklı ışık ve filtreler ekleyerek ve çıkararak çözücünün bize kendini göstermesini sağlayabiliriz. Open Subtitles إذاً الماء يجرف الصبغة لكن ليس المذيب بالضبط لكن بإضافة وحذف ضوء مختلف وتصفيات يمكنك حقاً جعل المذيب يكشف نفسه لنا
    Tarifte, un ekleyerek sosun koyulaştırılabileceği yazıyordu. Open Subtitles تقول الوصفه انه بإمكانك جعل الصلصه اكثر سمكا بإضافة الدقيق
    Bu yüzden bana gönderilen evraklara bazı paragraflar ekleyerek Open Subtitles بالتالى، أعدت كتابة الورقة بإضافة بعض الفقرات إليها،
    Fakat retina önüne küçük bir delik ekleyerek bunu daha da geliştirebilirsiniz. Open Subtitles ولكن يمكنك تحسين ذلك بكثير بإضافة الفتحة، ثقب صغير أمام شبكية العين، اذا هذه فتحة قابلة للتحريك،
    İnsan yanağı hücrelerine bu maddeyi ekleyerek bir deney yaptım ve ölü hücreler canlandı. Open Subtitles لقد أجريت تجربة بإضافة هذه المادة لخلايا وجنة إنسان فتجددت الخلايا الميتة
    Yıllarca birçok yoyo diyeti denedikten sonra yalnızca beslenme düzenime birçok bitki bazlı gıda ekleyerek yaşam tarzımı değiştirmeye karar verdim. Open Subtitles بعد تجربة عدّة حِميات جديدة على مرّ السنين، قرّرتُ تغيير نمط حياتي، فقط بإضافة الكثير من الأطعمة النباتية إلى نمطي الغذائي.
    Boston Tıp Merkezi, tıbbi ekibe avukatlar ekleyerek doktorların hastaların sağlığını geliştirebilmesini sağladı çünkü avukatlar hastalarının tıbbi olmayan ihtiyaçlarına hitap ediyorlardı. TED إذ قام مركز بوسطن الطبي بإضافة محامين إلى أعضاء هيئة الفريق الطبي ليتمكن الأطباء من التركيز على تحسين صحة مرضاهم بينما يقوم طاقم المحاماة بمعالجة الاحتياجات غير الطبية للمرضى.
    Bu, silikonu aliminyum kadar önemli hale getiriyor ve gelecekte bu teleskopu, sayısı 350ye ulaşacak şekilde tabak anten ekleyerek büyüteceğiz. Amacımız, Moore'un daha fazla işlem gücü ile ilgili kanununu ölçümlerimizde hassaslığı arttırmak için kullanmak. TED إنها تجعل من السيليكون مهما بقدر أهمية الألومنيوم. وسنطورها في المستقبل بإضافة هوائيات يصل عددها إلى 350 للحصول على مزيد من الدقة والإستفادة من قانون مور في الحصول على سرعة معالجة أكبر.
    -Çünkü süt ekleyerek sonsuza dek uzatabilirsin. Open Subtitles لأنه إن إستمرّيت بإضافة الحليب
    Bu 35 sıfırı eldeki 46 basamaklı sayıya ekleyerek 81 basamaklı bir sayı elde ederiz – Yaşam hücresinin alacağından fazla! TED بإضافة هذه الأصفار الـ35 إلى الرقم ذو 46 خانة الذي حصلنا عليه سابقَا ينتج رقمًا من81 خانة أكبر بكثير من أن يحتمله المسكن!
    ...T ve G'yi ekleyerek mesajda: Open Subtitles "بإضافة "تي" و"جي :بالرسالة تقرأ
    Diyorsunuz ki, Brown and Williamson yapay olarak nikotin ekleyerek değil amonyak gibi kimyevi maddeler katmak yoluyla nikotinin etkisini güçlendirerek dozunu manipüle ediyor ve ayarlıyor, öyle mi? Open Subtitles (هل تقول أن (براون وويليامسون يتلاعبون في كمية النيكوتين ليس بإضافة النيكوتين
    Tabii, buna çıkma bileşenlerini de ekleyerek. Open Subtitles بإضافة المواعدة كمُكوّن جديد
    James nihayet sonunda birkaç yıl önce bunu başardı. Bunu, sıtma parazitinin sivrisineğin içinde yaşamasını olanaksız kılan bazı genler ekleyerek yaptı. TED استطاع (جيمس) فعل ذلك، أخيراً، قبل بضع سنوات، بإضافة بعض الجينات التي تجعل من المستحيل لطفيل الملاريا البقاء على قيد الحياة داخل البعوض.
    (Kahkaha) (Alkış) 2017'deki bu ricaya gemilerin çoğu uydu, yolculuk sürelerine yaklaşık yarım saat ekleyerek gürültüyü yaklaşık 1,2 desibel kıstılar, başka bir deyişle ses şiddetini yüzde 24 azalttılar. TED (ضحك) (تصفيق) كانت هنالك محاولة في عام 2017، حيث وافقت معظم السفن، بإضافة حوالي نصف ساعة إلى وقت السفر، وخفض الضوضاء بحوالي 1,2 ديسيبل أو 24 في المئة من حدّة الضوضاء.
    Bu alanlar; bize basit kodlar ile kompleks oluşumlar yaratmamıza izin veren bilgisayarlarla dijital tasarım, bize yontmak yerine madde ekleyerek üretim yapmamıza izin veren 3 boyutlu basım teknolojisi, materyallerin davranışını yüksek çözünürlükte tasarlamamıza izin veren materyal mühendisliği ve DNA kodlarını değiştirerek yeni biyolojik fonksiyonlar geliştirmemizi sağlayan sentetik biyolojiden oluşuyor. TED هذه المجالات هي تصميم الحسابية، مما يسمح لنا بتصميم أشكال معقدة برموز بسيطة؛ التصنيع المضاف، الذي يتيح لنا انتاج قطع غيار بإضافة المواد بدلا من نحتها. هندسة المواد التي تتيح لنا تصميم أشكال مختلفة للمواد بدقة عالية. والبيولوجيا الاصطناعية، تمكننا من تصميم البيولوجيا الجديدة التي ترتكز على تعديل الحمض النووي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more