Yerine geri sokmaya çalıştım ama yapamadan koca birer somun çavdar ekmeğine dönüştüler. | Open Subtitles | حاولت أن أعيدهما، لكِن قبل أن أتمكّن من ذلِك، تحوّلتِ إلى رغيف خبز ألماني ضخم. |
Sonra pirzolaları hallediyorum ki mısır ekmeğine başlayabileyim. | Open Subtitles | ثم أضع قطع لحم الخنزير لكي أستطيع البدء على خبز الذرة ذاك. |
Buğday ekmeğine ıspanaklı omlet istiyorum. | Open Subtitles | . اريد بيض اسبانى مقلى مع خبز قمح |
"ekmeğine sahip çık, çık ki kimse çalmasın, kahvaltıda yiyecek bir şeyin olsun." | Open Subtitles | راقب خبزك ، لكي لا يسرقه أحد ولكي تسطيع أن تتناول بعض الفطور |
Sarımsaklı ekmeğine yer ayırdım ama. Ayrıca bebeklik kilolarımı verirken görmedin beni. | Open Subtitles | أنا صائم لتناول خبزك بالثوم كما أنك لم تريني منذ الصبا |
İki sepet de ekmek. Buranın ekmeğine bayılırsın sen. | Open Subtitles | إثنان من سلال خبزِ الصودا أَعرف كم تحب ذلك |
Kepekli sandviç ekmeğine havuç, kereviz, ton balığı koyar. | Open Subtitles | الجزر و الكرفس ...تونا على خبز أسمر |
Bilirsin işte varoşlardaki fakirlere, beyaz unla yapılan ekmeğine biberine, Ben Kingsley'ine Rudyard Kipling'in öykülerine bayılırım. | Open Subtitles | أُحب خبز "نان" البهارات، الممثل (بن كينغسلي) قصص الكاتب (روديارد كبلينغ) |
Ben genellikle mısır ekmeğine yumulmuş olurum. | Open Subtitles | أنا عادة التهام خبز الذرة. |
Biraz mısır ekmeğine ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن بعض خبز الذرة؟ |
ekmeğine yağ sürülmüş şişko bir Flemming'den başka bir şey değilsiniz! | Open Subtitles | سيدي، أنت فليمنغ سمين، وتخرج الدهن، تدهن به خبزك. |
Kızarmış ekmeğine ne istersin? | Open Subtitles | ماذا تريدين على خبزك |
Buğday ekmeğine sebzeli burger. | Open Subtitles | برجرٌ نباتيٌ سوياً مع خبزِ القمح |