"ekranların" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشاشات
        
    • شاشات
        
    Sanki, ekranların arkasındaki kişilerin gerçek insanlar olduğunu, avatar olmadığını unutuyoruz. TED الأمر كما لو أننا ننسى أن الناس خلف الشاشات هم في الحقيقة بشر ليسوا مجرد أقنعة.
    Bunu ilk duyduğumda çok ilginç ve şaşırtıcı geldi, sonra ekranların bana, aileme ve sevdiklerime ve hatta tüm insanlara neler yaptığını düşünmeye başladım. TED لذا عندما سمعت بالأمر، وجدت الأمر مثيرا للإهتمام و الدهشة، ودفعني للتفكير مليّا بما كانت الشاشات تفعل بي وبعائلتي والأشخاص الذين أحب، وبالنّاس جميعا.
    O yüzden son beş yıldır bir işletme ve psikoloji profesörü olarak ekranların hayatımızdaki etkisi üzerine çalışıyorum. TED لذلك على مدى السنوات الخمس الماضية، كأستاذ في مجال الأعمال وعلم النّفس، كنت أدرس تأثير الشاشات على حياتنا.
    Daha da çılgınca bir düşünce: Ben bu ekranların çocuklar ve ebeveynler arasında daha fazla gerçek hayat diyaloğu kurma gücüne sahip olduğuna inanıyorum. TED وإليكم الفكرة الغريبة حقًا: أعتقد أن لهذه الشاشات القدرة على إثارة محادثات الحياة الواقعية بين الأطفال وأولياء أمورهم.
    Birçok yerde kullanıldı, ama ben sıvı kristal ekranların özelikle bu kabinlerdeki işlevini seviyorum. TED لقد تم استخدامه هذا من قبل في أماكن كثيرة, ولكني معجب بتوظيفه هنا خاصة إنه توظيف شاشات الكريستال السائلة في غرف القياس
    Bütün gün boyunca ekranların karşısında oturmak çok da iyi değil. Open Subtitles ليس من الجيد الجلوس امام الشاشات طوال اليوم, اعتقد
    Hayır, sabit bir noktada ekranların ötesine bakıyorum böylece çevresel görüşüm şüpheli şeyleri bana bildiriyor. Open Subtitles لا , أنا أحدق فى نقطة ثابتة تخطيت الشاشات , تركت أطراف نظرى تنبهنى لأى شىء مريب
    Bu özel ilgi alanında oldukça heyecanlı olduğum başka birşey ise talebinize göre kulübemsi şeyler türünde alabileceğiniz kitapların arkasında, bu tür bazı yeni ve küçük ekranların piyasaya çıkacak olması. TED هناك شيئ آخر يبهجني في هذا المجال ما وراء هذه الأكشاك حيث يمكنك الحصول على الكتب حسب الطلب انها بعض هذه الشاشات الجديدة الصغيرة التي تظهر
    Kablolarla asılı ve yeşil ekranların önünde oynamaktan bıktım. Open Subtitles لقد تعبت من اللعب امام الشاشات الخضراء
    Bu ekranların ardında saklanıyordun. Open Subtitles مختبأة خلف تلك الشاشات
    (Alkış) MG: İşte arkadaşlar 2011'de o barda farkına vardığım mesaj bu: Geleceğin bilgisayarları bu ekranların içinde kilitli kalmayacak. TED (تصفيق) (ميرون غريبيتز): هذه هي الرسالة التي اكتشفت في تلك الحانة في 2011. مستقبل الحواسيب ليس موجودا في أحد هذه الشاشات.
    Bizi bugün bulunduğumuz yere getiren, bizi ekranların ve piksellerin iki boyutlu dünyasında yaşamaktan kurtaracak ve üç boyutlu dünyamızda yaşamanın nasıl hissettirdiğini hatırlamamıza izin verecek teknolojiyi inşa etmeye başlıyoruz. TED نعمل جميعا على بناء تقنية تسمح لنا أن نعود إلى إنسانيتنا التي أوصلتنا إلى ما نحن عليه اليوم-- تقنية تخرجنا من حدود العيش داخل العالم ثنائي الأبعاد في الشاشات والبيكسل، ولنتذكر معاً ما هو إحساس أن تعيش في عالم ثلاثي الأبعاد.
    Arthur ikinizi de ekranların orada bekliyor. Open Subtitles آرثر) طلب أن يراكما) فى حجرة الشاشات
    Ama on yıllardır, ekranların ve tuşların arkasındaki koltuklardan keşfettik. TED لكن لعقود عدة، كنا نستكشف ونحن جلوس خلف شاشات ولوحات المفاتيح.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more