| Sonra el altından yarı yarıya bölüşürüz. | Open Subtitles | و عندها،أنت و أنا نستطيع إقتسامه مناصفة تحت الطاولة |
| Fazladan para kazanmak istediklerinde bazen el altından çetelere el altından ürün temin ediyor. | Open Subtitles | واي واحد يريد اخذ الكثير من المال يقوم بخدمة ما تحت الطاولة مثل ترميم جروح الضعفاء في العصابات |
| el altından Bianca Havacılık'ta çalışan bu soytarıya satılmış. | Open Subtitles | قد تم بيعها من تحت الطاولة بواسطة رجل فى بيانكا للطيران لهذا المُهرج |
| Genelde el altından nakit olarak alırım. | Open Subtitles | في العادة , آخذه نقداً من تحت الطاولة |
| Anlaşılan o ki bir arkadaşım arkadaşı o dosyayı el altından paylaşmaya meyilliymiş. | Open Subtitles | وإتضح أن هناك رفيق من الداخل مستعد لإطلاعنا علي الملف |
| Ama diyelim ki kayıt dışı anlaşma yapıldı. 500 tonluk bir malın nakliyesini el altından nasıl yaparsınız? | Open Subtitles | كيف تخفي عملية نقل 500 طن لأي شيء؟ |
| Limuzin servisi ona el altından ödeme yapıyormuş. | Open Subtitles | خدمة ليموزين تدفع لها من تحت الطاولة |
| Jim Johnson, o kan emici satış komisyonunun yarısını nakit olarak müşterilerime el altından rüşvet olarak vermiş. | Open Subtitles | ذلك القرش "جيم جونسون" قام بدفع نصف عمولته من المبيعات من تحت الطاولة ليرشي عملائي |
| - Sana el altından ödeme yapabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أدفع لك مبالغ من تحت الطاولة. |
| Bir hizmetçi olarak. el altından ücret alıyor. | Open Subtitles | كخادمة ، أجل ، الدفع من تحت الطاولة |
| Sanırım el altından para verebilirler efendim. | Open Subtitles | يدفعون له من تحت الطاولة |
| Sanırım el altından para verebilirler efendim. | Open Subtitles | يدفعون له من تحت الطاولة |
| Şef Jackson bize el altından ödeme yaparsa bizi daha yaşlı göstererek daha fazla kazanıyordu. | Open Subtitles | الرئيس (جاكسن) دفعت الكثير من المال، إذا دفعت تحت الطاولة تجعلنا نبدو أكبر سنّاً. |
| Jack'i kandırmak için el altından bir şeyler yaptı ve bu geri mi tepti? | Open Subtitles | هل قام بفعل شئ ما من هراء ما تحت الطاولة ليخادع (جاك) وانعكس الأمر؟ |
| Richard Roper İngiliz ve Amerikan silah firmalarından el altından silah satın alıyor. | Open Subtitles | ريتشارد روبر) يشتري أسلحة) من تحت الطاولة من شركات أسلحة بريطانية وأمريكية |
| - Yani onlara el altından ödeme yaptın? | Open Subtitles | -إذن تدفع لهم تحت الطاولة |
| Kazancını gizleyip, el altından Scanlon'la bölüştüğünü söylüyorlar. | Open Subtitles | -جاك))... لقد قالوا بأنك كنت تخبىء المال الذي كنت تجنيه عن طريق تقاسمه مع (سكانلون)تحت الطاولة |
| Anlaşılan o ki bir arkadaşım arkadaşı o dosyayı el altından paylaşmaya meyilliymiş. | Open Subtitles | وإتضح أن هناك رفيق من الداخل مستعد لإطلاعنا علي الملف |
| 500 tonluk bir malın nakliyesini el altından nasıl yaparsınız? | Open Subtitles | كيف تخفي عملية نقل 500 طن لأي شيء؟ |