Yapılacak olan biyosfer projesi için Batı Yakasının yukarısından Elaine seçildi. | Open Subtitles | تم اختيار إلين لتمثيل الحي الغربي العلوي في مشروع بيوسفير القادم. |
Elaine's Puddy'nin radyosunun ona yaptığını o da radyoya yapacak. | Open Subtitles | أجل، ستفعل إلين بالمذياع نفس الشيء الذي فعله بها المذياع. |
Elaine Dickinson bu uçakta mı? | Open Subtitles | شكراً لكم. هل إلين ديكنسن على هذا الرحلة؟ |
Ama Elaine sana iyi bakıyor. Birikmiş sürüyle paran var. | Open Subtitles | ولكن ايلين تعتني بك ولديك الكثير من المدخرات |
Ama Elaine sana iyi bakıyor. Birikmiş sürüyle paran var. | Open Subtitles | ولكن ايلين تعتني بك ولديك الكثير من المدخرات |
Bu yüzden Elaine ve ben Barış Gücü'ne katıldık. | Open Subtitles | لذا انا و إلين إنضمّننا إلى كتائبِ حفظ السلام. |
O anda Elaine'in ilişkimizden kuşku duyduğunu anladım. | Open Subtitles | في تلك اللحظة ,أدركَت ان إلين كَانَ عِنْدَها شكوكُ حول علاقتِنا. |
Elaine, insanlara yardım eden bir kadınla çıkmayı amaçladığım için, bana hayran olmalısın. | Open Subtitles | إلين , يجب عليك أن تنبهري بي فأنا أطمح لمواعدة شخص معطاء |
Elaine, sana özel olarak açıklayabilir miyim? | Open Subtitles | إلين , هل بإمكاني أن أشرح لك أمرا بصوره شخصيه |
Elaine Anna'ya çok kötü bir tohum olduğumu söylemiş. | Open Subtitles | أخبرتني آنا أن إلين قالت إنني من أسوأ البذور التي رأتها مطلقاً. |
Elaine geçenlerde balık yediğinden bahsediyordu. | Open Subtitles | أخبرتني إلين عن سمكة بيضاء تناولتها قبل عدة أيام. |
Elaine'in çıktığı adam bana çok tanıdık geldi. | Open Subtitles | ذلك الرجل الذي تواعده إلين يبدو مألوفاً جداً لي. |
Elaine konuşmam gereken kişinin sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إلين إنك أفضل شخص يمكنني الحديث معه. |
Sanırım ufaktan Jerry'i kabul edebilirim, eğer bu bana daha çok Elaine sağlayacaksa. | Open Subtitles | أظنني أستطيع تحمّل القليل من جيري إن جلب لي الكثير من إلين. |
Ve bunu en iyi yapacak olanlar Elaine ve Susie, Susie ve Elaine. | Open Subtitles | ومن الأنسب ليقوم بذلك من إلين وسوزي، سوزي وإلين؟ |
Elaine, biftek ye. Çünkü o gerçek bir "au jus sauce". | Open Subtitles | جرّبي اللحم البقري يا إلين لأن معه الصوص الخاص به بحق! |
Bu harika. Az önce onun hakkında Elaine'le konuşuyordum. | Open Subtitles | هذا رائع, انا للتو كنت أتكلم عنه مع صديقتي ايلين |
Ama sen, Elaine. Seni hep yukarılarda görmüştüm. | Open Subtitles | ولكن ليس انتي يا ايلين انا دائما اضعك بالاعلى هنا |
Bir taraftan bakarsak, Elaine verdiğin söz aceleceydi. | Open Subtitles | في الجانب الأول ايلين قمتي بوعدك لاعطاء الدراجه بتسرع |
Bence, Elaine bana neler olup bittiğini anlatırken bilmemı istediği tek şey, bunları sadece kendisinin yapabileceğiydi. | Open Subtitles | اعتقد بإخباري بكيفية انتهائه.. ايلين تريدني ان اعرف انها الوحيده التي تقوم بذلك. |
Araç, 3108 Old Bank Caddesinde oturan Elaine Tanner adına kayıtlı. | Open Subtitles | السيارة مسجلة باسم ايلين تانر, 3108, طريق البنك القديم. |