"elbiseyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفستان
        
    • الثوب
        
    • الرداء
        
    • فستان
        
    • اللباس
        
    • بذلة
        
    • مرتدياً
        
    • بفستان
        
    • رداء
        
    • البذلة
        
    • بالفستان
        
    • فستاناً
        
    • ترتدينه
        
    • بالبدلة
        
    • أرتدي فستانا
        
    Birkaç dil bilen ve elbiseyle senden daha güzel olan biri. Open Subtitles عميل يمكنه التحدث عدة لغات ويبدو أروع بكثير في إرتداء الفستان.
    Muhtemelen makyaj veya elbiseyle bir problemi vardır. Open Subtitles من المحتمل انها تقوم بعمل بعمل مكياج او الفستان
    Ah tanrım, Michael, bu elbiseyle, Bowie'den çok daha tatlısın! Open Subtitles يا الهي , مايكل , في هذا . الفستان انت اجمل من بووي
    O elbiseyle, annenin düğünümüzde olduğu gibi güzel görünüyorsun. Open Subtitles تبدين جميلة في هذا الثوب كما كانت امك في يوم زفافنا
    Bu elbiseyle hoş göründü bana. Open Subtitles إنها تبدو لي في حاله جيده في هذا الرداء.
    Dallas Adolphus Oteli'nin salonuna... güzel bir ipek elbiseyle girmek... ve herkesin sana hizmet etmesi hoşuna gitmez mi? Open Subtitles كيف كنتى تشعرين لو استطعتى دخول غرفة العشاء فى فندق أدولفوس فى دالاس ترتدين فستان جميل من الحرير والكل فى انتظارك ؟
    Ama anneni televizyonda kırmızı elbiseyle ve altın ayakkabılarla... gördüğünde çok gurur duyacaksın. Open Subtitles ولكن سوف تكون فخورا عندما ترى امك وهى ترتدى الفستان الاحمر وتظهر على التليفزيون
    Bu elbiseyle asla dışarı çıkamam, korkuyorum. Open Subtitles أنا لن أخرج بهذا الفستان أبداً، أنا خائفة.
    Ve tebrikler.Aferin. O elbiseyle harika görünüyorsun Open Subtitles تهانينا ، عمل جيد تبدين مذهلة بهذا الفستان
    elbiseyle çok güzel oluyorsun bence... Hatta, ne düşünüyorum biliyor musun? Open Subtitles على كل حال , تبدين جميلة في هذا الفستان في الحقيقة , تعلمين , مالذي أفكر به ؟
    Paparazzinin elbiseyle fotoğrafını çekmesine izin verme. Open Subtitles فقط لاتدعي المصورين المتطفلين يلتقطون صورتك بهذا الفستان
    Düşüncene önem vermesem de 52 yaşındayım ve bu elbiseyle muhteşem görüneceğim. Open Subtitles و ليس كأن هذا مهما لكن أنا في 52 و سأكون رائعة في الفستان
    Bir sene kız kardeşinin mezuniyet elbisesini ödünç aldı ve o elbiseyle ne yaptı, bilmiyoruz. Open Subtitles استعار يوماَ ثوب شقيقته للحفلات الموسيقية وماذا فعل بذلك الثوب لا ندري
    Hey bebeğim, sana o elbiseyle ne kadar seksi göründüğünü söylemiş miydim? Open Subtitles عزيزتي، ألم أخبرك يوماً كيف تبدين مثيرة بهذا الثوب
    ...ve o güzel puantiyeli elbiseyle bir sırtlan gibi gülüyordun. Open Subtitles ضحكتِ مثل الضبع في ذلك الرداء المرقش الجميل
    elbiseyle uyanmak mı, nerede olduğunu bilmemek mi, senin bencilce zırvalarını dinlemek mi? Open Subtitles الاستيقاظ في فستان لا أعلم أين كنت أو سماع صراخك بداخلي
    Ama seni buzdolabının önünde, vücuduna oturan ipek bir elbiseyle gördüğümde, Open Subtitles عندما رئيتك واقفه بجانب البراد مع هاذا اللباس الحريري الرائع ..سأقول
    - Onun iyi olduğunu biliyorum. O Las Vegas'ta, büyük bir odada, takım elbiseyle. Open Subtitles أعرف أنه بخير،إنه في لاس فيغاس مرتدياً بذلة في غرفة فاخرة
    Yani onu elbiseyle güzel göründüğü için özlüyorsun ve bir şapka takmak istiyorsun ve meyve emmek. Open Subtitles ولكن سأفعل تشتاق إليها لأنها تبدو رائعة بفستان وأنت تود إرتداء قبعة رسمية
    "Yolculuk ederken, üzerimde siyah bir elbiseyle görüştüğümüzde taktığım hasır şapka olacak." Open Subtitles سوف ارتدي رداء اسود من اجل السفر و نفس القبعة التي كنت ارتديها عندما تقابلنا
    Öyle yakışıklıydı ki! O elbiseyle, her şeyin üstesinden gelebilir. Open Subtitles لقد بدا وسيماً للغاية و يمكنه أن يكون أي شئ بهذه البذلة
    Televizyonda kırmızı elbiseyle görünmek istiyorum. Open Subtitles احب ان افكر بالفستان الاحمر واحب ان اشاهد التليفزيون واحب ان اتذكرك انت و والدك
    Kaybeden, merkezde bir hafta elbiseyle dolaşacak. Open Subtitles الخاسر يرتدي فستاناً للمركز لمدّة أسبوع.
    Eminim giydiğin o mavi elbiseyle anlaşmayı bağlarsın diye düşünmüştür. Open Subtitles وأثق أنه يؤمن بقدرتك على حسم الصفقة في فستانك الأزرق الذي ترتدينه
    Takım elbiseyle çalışmak garip geliyor bana. Open Subtitles شعور غريب وأنا أعمل بالبدلة
    Beni mağazadan aldığım bir elbiseyle resmetmeni istiyorum. Open Subtitles أريد منك رسمي و أنا أرتدي فستانا ابتعته من متجر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more