"eldivene" - Translation from Turkish to Arabic

    • القفاز
        
    • القفازات
        
    • قفاز
        
    • قفازات
        
    • للقفاز
        
    • للقفازات
        
    • الصندوق الواقي
        
    Tıpkı ilk kez olduğu gibi geldi, doğrudan eldivene kondu, yemeğini aradı. Open Subtitles وقد جاءت لي بنفس جودة المرة الأولى, مباشرةً إلى القفاز,وأنتزعت قطعة اللحم.
    Topu eldivene doğru fırlat. Top yakalamaca gibi. Open Subtitles إرمي الكرة صوب القفاز فقط ، إلعب الإلتقاط
    Bugün parmağını eldivene sokabilmenin hiçbir yolu yok. Open Subtitles لا توجد طريقة يمكننا بها أن نضع أصبعكَ في القفاز اليوم
    Topu eldivene doğru at evlat. Top yakalamaca oyunu gibi. Open Subtitles إرمي الكرة باتجاه القفازات ، بني فقط قم بالإلتقاط
    Bu hiç de eldivene benzemiyor. Sanki iğne gibi hissediyorum. Open Subtitles هذه لا تشبه القفازات بتاتا انها تشبه الإبر المستعملة
    Biraz daha büyük eldivene ihtiyacın var. Bu sefer topu bana fırlat. Open Subtitles حسنا أنت تحتاج الى قفاز أكبر أرمى الكرة إلى هذه المرة
    eldivene, seruma, gazlı beze, defibrilatöre ve travma kıyafetlerine ihtiyacımız olacak. Open Subtitles سنحتاج إلى قفازات و محاليل وسادات هوائية و رداء رضوح
    Top geldiğinde, eldivenini yere doğru aç ve topun eldivene gelişini takip et. Open Subtitles اذا اتاتك الكرة ضع القفاز علىالارض تابعها الى ان تدخل الى القفاز
    Bu ekibe bir elin eldivene uyduğu gibi uyuyorsun. Open Subtitles اعني, انت تتناسبين مع هذا الفريق كاليد في القفاز
    Bir ses duyarsın. Sopadan çıkan ya da eldivene patlayan bir top sesi gibi. Open Subtitles إنه ذلك الصوت الذي سمعتيه، كصوت الكُرة التي تصيب المضرب او التي تُفجر القفاز.
    Küçük hanım bu eldivene çok para ödedim onun için aklından geçenleri hemen söylemelisin. Open Subtitles أيتها الشابه، هذا القفاز كلفني كثير من المال لذا من الأفضل أن تقولين حالًا ما الذي أصابك
    - Derisi yüzülmüş eldivene benzer bir şeyle geziyor ama dediklerine göre yara izi falan kalmayacakmış. Open Subtitles -طبقة جلد نُزعت من يديه مثل القفاز! لكنهم قالوا كما تعلم لا جروح، لا طعام!
    Lamborghini'n kenara çekildiğinde bu eldivene el koymuştuk. Open Subtitles لقد صادرنا هذا القفاز " عندما أوقفناك بسيارة " اللامبورغيني
    Yunanistan`dan gelen birinin eldivene neden ihtiyacı olsun ki? Open Subtitles من يحتاج إلى القفازات عندما تأتي من الصلاة؟
    Hadi ama. Bu şehirde aynı eldivene sahip birçok kişi var dedektif. Open Subtitles الكثير من القفازات في مدينة من هذا القبيل واحد، المخبر.
    Fakat şimdi,ilk defa özel kameralarla onu, dumanı tüten bir çift bej eldivene dönüştürebilecek gücü görebilirsiniz. Open Subtitles بوسعها رصد القوة الدفينة القادرة على سحقه لزوجين محترقين من القفازات صوفية اللون.
    Jeez, sen daha sopanı sallarken top eldivene çarptı! Open Subtitles جيز، وصلت الكرة قفاز قبل أي وقت مضى حتى تحولت.
    Koç yeni eldivene ihtiyacım olduğunu söyledi. Open Subtitles قال المدرب بأنني بحاجة إلى قفاز جديد ذلك الذى من طراز أيه2000 الذى أخبرتك بشأنه
    Magnolia'nın hala eldivene ihtiyacı var. Open Subtitles أوه، ماغنوليا ما زالَت بحاجة الى قفازات
    Sanki bu koca parmaklar eldivene sığar da. Open Subtitles هل هذه النقائق يجب ان توضع فى قفازات
    Tanrım, onu hissediyorum, Sanki kalbimden eldivene giden bir ip gibi... Open Subtitles يا إلهي ، يمكنني الشعور به كأنه حبل يمتد من قلبي للقفاز
    Bundy mahallindeki eldivene çok benziyordu. Open Subtitles كان يبدو مشابها للقفازات "التي بمقرّ "بوندي.
    Onların iletişimini kesmek için eldivene ihtiyacı var. Open Subtitles الكائن الفضائي يحتاج إلى الصندوق الواقي لكي يعرف كيفية قيامهم بالأتصالات بينهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more