Oraya vardığımda da kapatmışlardı ve elim boş olarak dönmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | ,وعندما وصلت إلى هناك كان المستودع قد اغلق واضطررت للعودة خالي الوفاض |
- Eğer oraya elim boş gidersem ne yapabileceğini bilmiyorum. | Open Subtitles | --اذا ذهبت هناك خالي الوفاض , لا ادري ماذا سيفعل |
Ekselansları ile gelecek Salı bir randevum var. elim boş gidemem. | Open Subtitles | لدي موعد مع سعادته الثلاثاء القادم ولا يمكنني الذهاب فارغ اليدين |
Bir randevunun içine edeceğim de elim boş gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا أقوم بتخريب موعد و لا أريد الظهور فارغ اليدين |
elim boş geleceğimi düşünmüyordun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تعرف. سأعود خالي اليدين أأنت كذلك؟ |
Buradan elim boş çıkmayacağım. Onun üzerine... | Open Subtitles | حسناً, لن أغادر خالية الوفاض ..لابد أن هناك شيئاً آخر |
Eğer işe elim boş gidersem işimi kaybederim. Tamam, işinde başarılı olmanın senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى العمل خالية اليدين فسأفقد وظيفتي |
Yine elim boş gitseydim karım beni öldürürdü. | Open Subtitles | ستقتلني زوجتي إن عدت إلى البيت خالي الوفاض مرة ثانية |
Böyle elim boş dönemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أبوس]؛ ر الذهاب خالي الوفاض مرة أخرى. |
200bin dolarlık bu küpeleri eve elim boş dönmek için kiralamadım ben | Open Subtitles | لم أكن استئجار 200،000 $ الأقراط العودة الى الوطن خالي الوفاض. |
- Değiller ama elim boş gelmedim. | Open Subtitles | لا تبدو كذلك، ولكن لم آتي خالي الوفاض |
Ava, buradan elim boş gitmem. | Open Subtitles | ايفا أنا لن أخرج من هنا خالي الوفاض |
Ama elim boş gidersem onların yüzüne asla bakamam. | Open Subtitles | لكننى لن أقدر أبداً على مواجهتهم عندما أذهب فارغ اليدين |
Buraya elim boş geldiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أشعر أن قدومي هنا سيئاً وأنا فارغ اليدين |
Buraya elim boş geldiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أشعر أن قدومي هنا سيئاً وأنا فارغ اليدين |
elim boş gelemezdim. Bu bir teşekkür ziyareti olduğu için. | Open Subtitles | لم أتمكن من المجيء خالي اليدين بما أنني قادم لتقديم التحيَّة |
Beni şaşırtmadı ama elim boş dönmedim. | Open Subtitles | حسناً، لم يفاجئني ذلك، لكن لم آتي خالي اليدين. |
elim boş dönersem Carol Lockwood beni yaşatmaz. | Open Subtitles | (كارول لكوود) ، لنّ ترحمنى لو عُدتُ لها خالية الوفاض. |
elim boş dönersem işin biter. | Open Subtitles | إن عدتُ خالية الوفاض... فهي نهايتك. |
Yani Yılın Öğretmeni ödülünü kazanamadım ama eve elim boş dönmüyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا لم أفز بلقب مدرسة العام؛ لكنى لم أرجع إلى البيت خالية اليدين! |
"bir şartla. elim boş gidersem. | Open Subtitles | ولكن بشرط واحد، ان آتي اليه فارغة اليدين |
Arizona'ya elim boş dönemem! | Open Subtitles | فلن أعود إلى أريزونا بيدان فارغتان لا تقلق علي الاموال |
Hergün sıraya girip neden elim boş dönüyorum? | Open Subtitles | ولا أستطيع أن أحصل علي "لحم خنزير" من أجل فطوري اخبرني... دعنا نتحدث عن اللون الأبيض. |