"eliyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • بيده
        
    • بيد
        
    • يديه
        
    • يد
        
    • اليد
        
    • يده
        
    • باليد
        
    • بيدها
        
    • بيديه
        
    • يديها
        
    • بيدٍ
        
    • يدّه
        
    • ويسجل
        
    • تَتْركَك
        
    • ستضع يدها
        
    Eger halk arasinda iserken penisini eliyle kapatan bir erkek görürseniz bu erkek muhtemelen sünnet edilmistir ya da Musevi'dir. Open Subtitles إذا كنت في مكان عام ورأيت رجل يخفي قضيبه بيده بينما هو يتبول هذا الرجل من المحتمل ان يكون مختن
    "İndie-rock" kliği ise benden ve bir de saçlarını eliyle düzeltmeyi bırakıp yıkanana kadar görüşmeyi reddettiğim bir çocuktan oluşuyor. Open Subtitles فرقه اندي روك والتي بها انا وطفل اخر ارفض ان اقابله حتى عندما يستحم, لا يتوقف عن تسطيح شعره بيده
    Düşmanının eliyle ölmek varken, öz çocuklarının eliyle ölmek üzücü, değil mi? Open Subtitles أليس من المحزن أن تموت ليس بيد عدوّك, لكنّ بيد طفلك ؟
    eliyle ağzımı kapattı ve silahını, hissedebileceğim şekilde sırtıma dayadı... Open Subtitles وضع يديه على فمي ودفعني بقوة إلى أن احسست بمسدسه
    Bir elinde fener varsa, diğer eliyle de kendi kendine kapanan bir kapıyı açık tutuyorsa, silah tutacak eli kalmaz. Open Subtitles لقد سمعوا، لو كان لديه مصباح في يد وممسك بباب متأرجح في اليد الأخرى ليس لديه يد أخرى لحمل المسدس
    Sağ eliyle çizim yapıyor, sağ eliyle sigara yakmaya çalıştı. Open Subtitles لقد رسم بواسطة يده اليمنى، وحاول إشعال سيجارته كذلك باليمنى.
    Bir elinde ilaç şişesi, diğer eliyle buzdolabını açarken şöyle düşünüyor: Open Subtitles تمسك بزجاجة الدواء فى يد و تفتح الثلاجة باليد الأخرى و هى تفكر
    Hızlı bir şekilde eliyle eteğini aşağıya indirdi ve bana gülümseyerek yanımdan geçti. Open Subtitles وبسرعة سيطرت عليه بيدها وعندما عبرت، إبتسمت
    Ama buna pek olanak yok ne maharetli biri ki sol eliyle ateş etmiş. Open Subtitles أن ينتحر شخص يستخدم يده اليمني بيديه اليسري
    Savaş bitince onunla tanışacağına ve eliyle yaptığı sandığı için teşekkür edeceğine eminim. Open Subtitles أنا متأكد بأنكي ستلاقيه بعد أن تنتهى الحرب وتشكريه على ما صنعه بيده
    Eğer yaşlı, solak bir insan tanıyorsanız büyük ihtimalle sağ eliyle yemek yiyip yazı yazabildiğini görmüşsünüzdür. TED إذا تعرف شخصًا أعسر أكبر سنًا، فعلى الأغلب أنه تعلم الكتابة أو الأكل بيده اليمنى.
    Bir keresinde neredeyse kafasının kopup düşeceğinden öyle emindi ki, sol eliyle onu tuttu ve sağ eliyle de orkestrayı yönetti. Open Subtitles وذات يوم شعر بأن رأسه سوف يسقط وظل ممسكاَ به بيده اليسرى وباشر العمل باليمنى
    Bu insan tek eliyle bir otomobili kaldırabiliyor, göz açıp kapayınca ateş yaratabiliyor. Open Subtitles هذا الشخص بإمكانه رفع سيارة بيد واحدة يمكنه أن يخلق ناراً بومضة عين
    Hepsinin mimar, mühendis, teknisyen eliyle yeniden yaratılması gerekiyor. TED هذا كله بحاجة لإعادة إعمار بيد بنائين ومهندسين وكهربائيين.
    Çocuk boşaldığında Katarina ona sarılıyor ve eliyle mastürbasyon yapıyordu. Open Subtitles بعدما قذف، أخذته بين ذراعيها واستخدمت يديه حتى تنتشي هي الأخرى
    Ayrılıkçılar, Yahudilerin süpürüldüğü gibi, Tanrı eliyle süpürülmelidir. Open Subtitles الجنوبيون لابد ان تمسحهم يد الله كما حدث لليهود من قبل
    Hangi eliyle çaldıysa onu kırdım. Open Subtitles هكذا افضل لقد تم تجبير نفس اليد التي سرق بها
    - Adam buradaydı? Ağzımı eliyle kapattı ve nefes alamadım! Open Subtitles لقد كان هنا، وضع يده حول فمي فلم أستطع التنفس
    Gerçek dünyana geri dönüyorsun. Kimse seni eliyle beslemeyecek artık. Open Subtitles سوف تعود إلى العالم الحقيقي لن يتم إطعامك باليد بعد الآن
    Bu kadın tek eliyle silahlı bir DIA ajanını hakladı ve küçük çocuğu kaçırdı. Open Subtitles هذه المرأة بيدها وحدها قضت على حراسة دى اى اه مسلّحة تفصيلا و خطفت ولدا صغيرا
    Çıplak eliyle onu yakalar ve kıyıya çıkartır. Open Subtitles فيسحبها الصيّاد بيديه العاريتين ويجرّها إلى الضفّة
    Kitabını kenara bıraktı, arkasına yaslandı kağıt bıçağını iki eliyle kavradı. Open Subtitles وضعت كتابها ورجعت الى الخلف ووضعت مشبك الآوراق بأحكام بين يديها
    Judy de onu tek eliyle yere serdi diğeriyle de neredeyse gözünü çıkarıyordu. Open Subtitles طرحته أرضاً بيدٍ واحدة، وأوشكت على اقتلاع عينيه باليد الأخرى
    Kardeşinin söylediğine göre, kaçıran kişi ağzını eliyle kapattığı zaman olmuş. Open Subtitles أختها الصغيرة قالت حدث عندما المختطف... ضع يدّه على فمّها.
    Lamar Allen sol eliyle smaç yapıyor! Potaya ulaşıp topu bırakıyor. Open Subtitles ويسجل (لامار ألن) هدفاً ‎- سددها مباشرة بالسلة ‎-
    Ben sadece... onun bisiklette senin yanında oturduğunu... ve eliyle seni düşmeyesin diye omzundan tuttuğunu gördüm... Open Subtitles أنا يُمْكِنُ أَنْ أَرى فقط هذة الفتاة تَجْلسُ ورائك أنت على العجلة يَدّها سَتَستندُ علي كتفِكِ، هي لَنْ تَتْركَك تَسْقطُ...
    O eliyle gözünü çıkaracak sandım. Open Subtitles إعتقدت بأنّها كانت ستضع يدها في عينك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more