| # Bir elma gibi yararlı Bir Clinton gibi hırslı # | Open Subtitles | مثل التفاحة.. فهو مغذِ مثل كلينتون فهو طموح |
| MacElroy'un kalbi avuçlarında tuttuğun lezzetli bir elma gibi. | Open Subtitles | ان قلب ماكلوري مثل التفاحة في يدك |
| O kaseyi elma gibi kütür kütür yerim. | Open Subtitles | "يمكنني أن أقضم تلك المؤخرة مثل التفاحة" |
| Yüzümü kızartması mümkün olsaydı, elma gibi kızarmıştım şimdi. | Open Subtitles | لو كان ذلك ممكناً لي كي أخجل، لكنت أحمراً كالتفاحة |
| Hayır, ısır onu, bir elma gibi. | Open Subtitles | لا، اقطميها مثل التفاحة |