Evet, Ben sadece- - Sadece elmanın buna faydası var mı bilmek istedim. | Open Subtitles | أنا فقط اردت معرفة إن كانت التفاحة تساعد فأنا جديد في هذا المجال |
Düşen elmanın Newton'un aklında bir düşünce çağlayanı tetiklediği söylenir. | Open Subtitles | قيل أن هذه التفاحة شحذت عقل نيوتن و جعلته يفكر |
elmanın büyük yarısına hoşgeldin Laurenn Ve tabiiki büyükler liginede.. | Open Subtitles | مرحبا بكم في التفاحة الكبيرة، لورين هاريس. وإلى الأندية الكبيرة. |
Bu tıpkı havaya attığınız bir elmanın gitgide hızlanarak yükselmesi gibi bir şey. | TED | وهذا مثل قذف تفاحة للأعلى وهي تذهب الى الاعلى اسرع فأسرع |
Eğer bir elmanın bunu yaptığını görseniz, neden olduğunu bilmek istersiniz. | TED | الآن اذا رأيت تفاحة تفعل ذلك يتوجب عليك معرفة السبب |
elmanın size ne anlam ifade ettiğini bilmiyorum ama rivayete göre çok seviyormuşsunuz. | Open Subtitles | ،لا أعلم ما يعنى التفاح بالنسبة لكم لكن تقول الاشاعات، أنكم مفتونون به |
Bir elmanın iki yarısı gibi değil mi? | Open Subtitles | لا شيء مِثلا حبّتي بازلاء معًا، أليس كذلك؟ |
Ama elmanın olmadığını düşünmek zor. | TED | مع ذلك، من الصعب أن نظن أن التفاحة لم تكن هناك أصلًا. |
Deneme atışları hâlâ elmanın çevresinde toplanıyor fakat rastgele bir düzen izliyor. | TED | لكن سهامه مازالت تتجمع حول التفاحة ولكن بشكل عشوائي. |
Biliyor musun, şimdi tüm yapmam gereken ağacın altında oturup elmanın düşmesini beklemek. | Open Subtitles | أتعرف , كل ما علي فعله الآن هو أن أجلس تحت الشجرة و أنتظر سقوط التفاحة |
Şimdi, elmanın çapı, uzay-zaman'ın sadece 2 boyutlu bir temsili. | Open Subtitles | بالتأكيد .. قطر التفاحة يقدر بحاصل ضرب طول القطر فى 2 |
elmanın ortasında beş köşeli bir yıldız bulunur. | Open Subtitles | إنَّ التفاحة يوجد بقلبها نجمة خماسية سحرية |
Ve o elmanın düşüşüyle, Isaac Newton evrenin o güne kadar bilinen resmini tümden değiştirdi. | Open Subtitles | وبسقوط هذه التفاحة, إسحاق نيوتن أحدث ثورة فى نظرتنا للكون |
Örneğin bu tarz bir bilgi bize elmanın kırmızı, yuvarlak ve parlak olduğunu söyler. | TED | على سبيل المثال، ذلك النوع من العلومات الذي يفيد بأن ثمة تفاحة حمراء اللون، ودائرية الشكل، ولامعة. |
1665 yılında bir gün, genç bir adam ağacın altında otururken birden bir elmanın düştüğünü gördü. | Open Subtitles | كما تقول القصة,أحد أيام 1665 كان هناك شاب يجلس تحت شجرة وفجأة,رأى تفاحة تسقط من أعلى |
Sana bir elmanın veya kalemin ne olduğunu söyleyemezdi. | Open Subtitles | لا يمكن أن أقول لكم ما كان تفاحة ، أو قلم رصاص. |
Bir çürük elmanın tüm sepeti mahvetmesine izin veremezsin. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع ترك القليل من التفاح الفاسد لأنه يفسد على الباقي. |
- Dostum, karamelli elmaya benziyor elmanın elin, karamelin de katran olmasın dışında tabii... | Open Subtitles | الرجل، الذي هو مثل التفاح الكرمل، إلا يدك في التفاح، القطران في الكرمل، |
Ve hâlâ birbirimize aşığız. Bir elmanın iki yarısı gibi. | Open Subtitles | ومازلنا نحب بعض مثل حبتي بازلاء .. |
Nasıl olucak bir elmanın iki yarısı? | Open Subtitles | كيف يكون هذا حبتين بازلاء فى جراب واحد؟ |
Afedersiniz, burada birkaç küçük kötü elmanın... marihuana içmesi dikkatimi çekti. | Open Subtitles | عذراً ، الإنتباه هناك تفاح فاسد يدخنون الماريجوانا |
Acı ve zevk bir elmanın iki yarısı gibi değil mi? | Open Subtitles | ولكن أليس الألم والمتعة وجهان لعملة واحدة؟ |
Bir elmanız olduğunu düşünün bir solucan elmada bir delik açar, ve bir taraftan diğer bir tarafa ulaşır, elmanın yüzeyini evrenimiz gibi düşünebilirsiniz, ve solucan diğer tarafa ulaşmak için başka bir boyuta girer. | Open Subtitles | لو أن لديك تُفّاحة و تحفُر دودة ثُقباً عبرها تتصل من جانب إلى الآخر لتتخيّل أن سطح التُفاحة هو كوننا |