Evlerini geçindirmelerine eşlerine elmas yüzük veya bir tekne almalarına yardım ediyoruz. | Open Subtitles | احنا بنساعدهم بانهم يشتروا بيوت و بنساعدهم عشان يشتروا لمراتهم خاتم الماس |
Sonrasında ise, çok nadir bulunan, Morina balığı havyarının içine, 50 karatlık bir elmas yüzük saklayacağım. | Open Subtitles | ثم أنني سوف إخفاء خاتم الماس القيراط 50 تخصص في الكافيار بيلوغا. ثم أننا في نهاية المساء، |
Sanırım bana elmas yüzük alsan ve ben utandığım için takmasam sen de kızmazdın. | Open Subtitles | إذن أظن لو أنك أحضرت لي خاتم ألماس ولم ألبسه ، لأنه محرج للغاية لن تغضب ، أيضاً |
O kekin içinde elmas yüzük vardı, İsa Aşkına. Geri gönderilenlerin alanındaydı. | Open Subtitles | يا عيسى المسيح, لقد كان هناك خاتم ألماس في كعكة البراوني. |
Çantamı kaybettiniz ve içinde 2 karatlık elmas yüzük var! | Open Subtitles | لقد أضعتم حقيبتى و بداخلها خاتم ماسى عيار 2 قيراط |
Ama şansa bak ki bende bir elmas yüzük arayışındayım. | Open Subtitles | ولكن كما يبدو الامر.. انا فى السوق لشراء خاتم ماسى |
- Evet. Evlerini geçindirmelerine eslerine elmas yüzük veya bir tekne almalarina yardim ediyoruz. | Open Subtitles | نساعدهم بشراء المنازل و نساعدهم بأن يشتروا خاتم ماسي لزوجاتهم.. |
250 dolarlık takım elbise giyen ve elmas yüzük takan adamlara bakıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتَ تنظر إلى رجال يرتدون بذل بقيمة 250 دولارًا وخواتم من الماس |
Eğer o elmas yüzük kararırsa | Open Subtitles | وإذا ذلك الخاتم الماسي تحول إلى نحاس |
Güzel bir elmas yüzük, şişman ve terli kocan ölü bir deniz ayısı gibi üstünde hırıldarken, sana odaklanacak güzel bir şey verir. | Open Subtitles | خاتم الماس لطيف يعطيك شيئا جميل لتركز عليه عندما تكون زوج سمين، معرق لديك صعوبة في التنفس مثل فيل البحر المحتضر. |
Anne sana elmas yüzük alacak. | Open Subtitles | "أمك ستشتري خاتم الماس" |
Onu bulduğumuzda Daycia elmas yüzük takıyordu. Hayır, hayır. | Open Subtitles | ديشيا كانت ترتدي خاتم ألماس عندما قمنا بايجادها |
elmas yüzük alacak | Open Subtitles | خاتم ألماس Ma3dany : ترجمة مركز نسرين |
Annen sana elmas yüzük alacak | Open Subtitles | أمك ستشتري لك خاتم ألماس |
Evet, aralarında elmas yüzük, inci küpeler... bir sürü para ve Aguascalitesile tren soygununun olduğu tarihli tren bileti olanlar var. | Open Subtitles | آجل , يبدو فيما بينهم .... أن لديهم خاتم ماسى الأقراط اللؤلؤية ، الكثير من الأموال .... |
Baba sana elmas yüzük almaya gider eğer elmas yüzük sararmaya başlarsa... | Open Subtitles | ..."سيشترى لى أبى خاتم ماسى" ..."وإذا تحول لونه إلى الأصفر" |
Sana tiramisu siparişi verirse ve altından elmas yüzük çıkarsa bu mutluluğun son bulmayacak gibi gelecek. | Open Subtitles | "إن طلبت لكِ الـ"تيراميسو ووجدت خاتم ماسي بالقاع فستظنين لا شيء لن يجعلك سعيدة بعد الآن |
250 dolarlık takım elbise giyen ve elmas yüzük takan adamlara bakıyorsunuz. | Open Subtitles | .والثورة في عالم الجريمة أنتَ تنظر إلى رجال يرتدون بذل بقيمة 250 دولارًا وخواتم من الماس |
Svetlana'nın hiç yeşil kartı oldu mu bilmiyorum ama dostlar, sahte elmas yüzük her kuruşuna değer. | Open Subtitles | الان لا املك اي فكرة حتى ان ستيفني حصلت على الجنسية الامريكية او لا .. ولكن يا رجال .. الخاتم الماسي المزيف ! |