Ve kristal bir kafesin içinde Cinlerin Perisi, bütün elmaslardan daha güzel. | Open Subtitles | وداخل قفص من الكريستال هناك حورية الجان ، اجمل من اي الماس. |
- elmaslardan hiç söz etmemiştin. - Polisle anlaşma yaptın. | Open Subtitles | ـ لم تنطق بكلمة بشأن ذلك الماس ـ لقد عقدت اتفاقاً مع الشرطة |
Kanlı elmaslardan, kırılmaz eklemler yapmayı keşfedeceğim. | Open Subtitles | وسأكتشف كيفيّة صنع مفاصل لا تقهر من الألماس الأسود |
Pembe elmaslardan yapılmış, değeri 4 milyon dolardan fazla olan bileziğimi. | Open Subtitles | سواري المصنوع من الألماس الوردي الذي كان تبلغ قيمته أكثر من 4 ملايين دولار. |
Küçük romantik jestim tarihteki en büyük elmaslardan biri haline geldi. | Open Subtitles | بادرتي الرومانسيّة الصغيرة أصبحت واحدة من أكبر الألماسات في التاريخ. |
Otele geri geldiğimde elmaslardan birini kutudan aldım. | Open Subtitles | عندما عدت إلى الفندق أخذت واحدة من الماسات من الوعاء |
Heykelin nadide elmaslardan yapılmış gözleri var. | Open Subtitles | عينا هذا التمثال مصنوعتان من الجوهر النادر |
Sence kanlı elmaslardan bahsetsem başım ne kadar derde girer? | Open Subtitles | كم من المشاكل التي سأتورط بها اذا تحدثت عن الماس الدموي؟ |
O trende ne varsa, elmaslardan bile daha kötü. | Open Subtitles | أيًا يكن ما على متن القطار فهو أسوأ من الماس |
Sanırım bu adamlar çalıntı elmaslardan daha fazlasının ticaretini yapıyorlar. | Open Subtitles | اعتقد أن هؤلاء الرجال يتاجرون بما هو أكثر من الماس المسروق أين سنذهب إذن؟ |
Düşük ayarlı elmaslardan bahsettiğini biliyorum, ama yine de... | Open Subtitles | أعلم أنها كانت تشير إالى ..إنخفاض جوده الماس, ولكن |
Şimdi o bana dünyanın en iyi elmas bilimcilerinin yaptığı elmaslardan verdikten sonra ona nasıl tırnaklarını kes yazılı bir kart verebilirim ki? | Open Subtitles | كيف يفترض بي أن أعطيه كوبوناً ليقلم أظافر قدميه بعد أن أعطاني المجوهرات أعدت من قبل أفضل العلماء في صنع الماس |
İngiliz dostuna elmaslardan bahsettin mi? | Open Subtitles | هل أخبرت صديقك الإنجليزي عن الماس ؟ |
O trende ne varsa, elmaslardan ve uyuşturucudan bile daha kötü. | Open Subtitles | أيًا كان ما على متن القطار فهو أسوأ من المخدرات و الألماس |
Çaldığınız elmaslardan gelecek 2 milyon dolar uzunca bir süre klas bir hayat yaşamanızı sağlayacaktı. | Open Subtitles | مليونا دولار من الألماس المسروق لكان سيُعيشكِ في الموضة لفترة طويلة. |
Yakalanmamı ve onlara elmaslardan bahsetmemi istemezsin değil mi? | Open Subtitles | أنتِ لا تريدين أنْ يقبض عليّ وأخبرهم عن حمية الألماس ؟ |
Yani biz bulmadan önce elmaslardan haberi vardı. | Open Subtitles | إذن, فقد عرف عن الألماسات قبل أن نعثر عليها |
Yani biz bulmadan önce elmaslardan haberi vardı. | Open Subtitles | إذن, فقد عرف عن الألماسات قبل أن نعثر عليها |
Ve şimdiye kadar elmaslardan sadece bir tanesi ortaya çıkarılabildi. | Open Subtitles | وتم استعادة إحدى الألماسات وحسب |
Dünyadaki en nadir elmaslardan birisi. | Open Subtitles | واحدة من أندر الماسات الموجودة في العالم |
Sally bana duruşmadan ve elmaslardan bahsetmişti. | Open Subtitles | أخبرتني سالي عن المحاكمة وعن الماسات |
Heykelin gözleri nadir elmaslardan yapılmıştı. | Open Subtitles | عينا هذا التمثال مصنوعتان من الجوهر النادر |