Mücadele ediyorsun çünkü gitmek istediğinden emin değilsin. | Open Subtitles | انتِ تكافحي لأنكِ لست متأكد من رغبتك في الذهاب |
Fakat bu tehlikeli olabilir, ve sen doğru yolu bildiğinden bile emin değilsin. | Open Subtitles | لكن, قد يكون الأمر خطراً, و أنت حتى لست متأكدة من الطريق الصحيح |
Ve madem hiçbir şeyden emin değilsin bu gece ölecek olan kişinin bu herif olacağını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | و لو أنّكِ لستِ متأكدة بشأن كلّ ذلك فلتقولي ذلك له |
Geçenlerde tiyatro yazarının dediği gibi - ona katılıyorum - emin değilsin. | TED | وكما قال الكاتب ذاك اليوم.. أقتبس من كلامه.. أنت لست متأكداً |
20 yıl geçtikten sonra dahi hala kim olduğumdan emin değilsin. | Open Subtitles | حتى بعد 20 سنة أنت لا تزال غير متأكد من أنا |
Sen böyle biri olacağına emin değilsin. | Open Subtitles | وأنت غير واثق من أنك ستكون في مستوى ذلك. |
Dinliyorum. Varolduğundan emin değilsin. | Open Subtitles | انا اسمعك انت لست متأكد إن كنت موجود بالفعل |
Tam olarak neden bahsettiğimden emin değilsin, ama dikkatini dağıtmaya yetiyor. | Open Subtitles | انت لست متأكد ما الذي افعله ولكني اقوم بتشتيتك |
Doğru olmayan bir şeyi var ama ne olduğundan emin değilsin hissine kapıldığında anlarsın, işte onu araştırıyorsun. | Open Subtitles | حسنا, عندما يأتيك ذلك الشعور أن هناك شيء ما ليس صوابا و لكنك لست متأكد ما هو, ابحث عن هذا. |
Sen kızla sevişmek istiyorsun ama sen pek emin değilsin. | Open Subtitles | انت تريد ان تمارس الجنس معها انتِ .. لست متأكدة |
Aah! Bir sonraki doğum günümü kutlayıp kutlamicamdan emin değilsin,doğru mu? | Open Subtitles | أجل ، لأنك لست متأكدة من أنني سأحتفل بعيد ميلادي القادم .. |
- O halde o olduğundan emin değilsin? | Open Subtitles | ولكن، أنتِ لست متأكدة من كونه الشخص الذي أرسلها لكِ ؟ |
Lezbiyen olduğundan emin değilsin ve ben de Yucatan'a gidecek olan uçağıma geç kaldım. | Open Subtitles | أنتِ لستِ متأكدة أنكِ مثلية، وأنا متأخرة على رحلتي ليوكاتان |
Ne olduğunu bildiğinden mi yoksa annenin Kupa'yı sakladığı yeri bildiğine mi emin değilsin? | Open Subtitles | لستِ متأكدة ما هو الخطأ أو أنكِ لستِ متأكدة أين أخفت امك الكأس |
Senin için birbirlerini yiyen bir rock yıldızı ve aktrist var, ama sen ikisini de isteyip istemediğine emin değilsin? | Open Subtitles | لديك نجمة روك وممثلة مشهورة يتشاجران عليك وأنت لست متأكداً إذا كنت تريد أن تكون مع واحدة منهما؟ |
Sen mi benimle çıkmak istediğine emin değilsin? | Open Subtitles | أوه ، أنت لست متأكداً أنك تريد أن تواعدني ؟ |
Bilmediğinden mi emin değilsin, yoksa sadece emin mi değilsin? | Open Subtitles | أنت غير متأكد إنك لا تعلم؟ أو إنك مجرد غير متأكد؟ |
- Şimdi çok da emin değilsin, ha? - Eminim ki size söyleyeceğim yerdedir. | Open Subtitles | أعتقد أني لست متأكد - الآن اصبحت غير متأكد - |
- Kendinden emin değilsin, değil mi? | Open Subtitles | فتكون غير واثق بنفسك ، أليس كذلك؟ |
- İşlemediğinden de emin değilsin. | Open Subtitles | لست متأكدًا من هذا |
Her şeyden önce Miles Durham'ın kayboluşu bir cinayet mi emin değilsin. | Open Subtitles | أولا أنت لست واثقاً حتى إختفاء مايلز دورهام كان جريمة قتل |
- Zaten hepsi çözüldü. - Ve nedeninden emin değilsin. | Open Subtitles | ـ كل شيء ينجح بأية حال ـ وأنتي غير متأكدة أنك تعرفين السبب |
Ama artık ölü olduğundan emin değilsin, değil mi? | Open Subtitles | ولكن لم تكن متأكدا من انها قتلى بعد الآن، هل أنت؟ |
Onun canlı olduğundan bile emin değilsin. Gerçekten, ona neden dokundun? | Open Subtitles | أنت حتى لا تعلم إذا كانت حية بجدية, لماذا لمستها؟ |
Louis, ortağının ödemeyi alıp almadığından emin değilsin. | Open Subtitles | (لويس)، أنت لست مُتأكد ما إذا زوجي قد دفع الفدية. |