Şamarlaşan kızların doğru yerde olduğundan emin oldum. Biri hemen şuradaydı. | TED | حرصت على وضع الفتيات في المكان الصحيح، أما اللاتي تبادلن الصفعات، احداهما كانت هناك |
İçinde birinin olduğu bir bedene girmemi istemiyordun bende ruhun gittiğinden emin oldum. | Open Subtitles | , لم تريدني أن أسكن جسد حي و أنا حرصت أن تكون قد رحلت الروح |
Son olduğundan emin oldum. | Open Subtitles | لكنها لم تكن كذلك لقد حرصت على أن تكون الأخيرة |
Ve bütün gece ışıkları açık kalınca bundan emin oldum. | Open Subtitles | وعندما أبقى نور غرفته مضاءً طوال الليل، تأكدت من نظريتي |
Davetsiz misafirin evde olmadığından emin oldum. | Open Subtitles | . لقد تأكدت من أنه لم يكُن هُناك أحد فى الشقة |
Çalışma saatlerini bulup bekledim. Beklediğim kişilerin çalıştığına emin oldum. | Open Subtitles | تبيّنت جدول المواعيد وانتظرت وتأكّدت من أن الأشخاص المسؤولين عنه مشغولين بالعمل |
Kalacak yerleri olduğundan emin oldum. | Open Subtitles | ،لقد تأكدتُ بأن يكون فوق رؤوسهم سقف |
Huzur buldum çünkü senin de huzur bulacağından emin oldum. | Open Subtitles | وجدت السلام لأنّي حرصت على أن تجدي سلامك. |
Bulup güvenli bir yerde sakladığıma emin oldum. | Open Subtitles | حرصت على العثور عليها ووضعها في مكان أمن |
Olay yerinde bulunan polislerin bir şey demeyeceğinden emin oldum ve adli tabiple de bizzat görüşüyorum. | Open Subtitles | حرصت على تكتم الشرطيين الذين فحصوا مسرح الجريمة |
Hayır, yalnız olduğumdan emin oldum. | Open Subtitles | كلا, بل حرصت على أن اكون لوحدي |
Lütfen Hanımefendi. Bedelini ödediğinden emin oldum. | Open Subtitles | فضلآ يا آنسة لقد حرصت على الشحن الإضافي |
Bu yüzden bolca şarap olduğundan emin oldum. | Open Subtitles | وقد حرصت على توافر الكثير منه. |
Kimsenin takip etmediğinden emin oldum söylediğin gibi. | Open Subtitles | حرصت على ألا يتبعني أحد ...كما قلتِ لي |
Yakışıklı ailesi o küçük isim değiştirme numarasını yaptıktan sonra hepsinin isminin bir mezar taşına kazındığına emin oldum. | Open Subtitles | بعد قيام آل (تشارمينغ) بذلك الاستبدال حرصت على كتابة أسماء الجميع على الشواهد |
Ama gerçekte, asla aşık olmadığıma emin oldum. | Open Subtitles | لكن في الحقيقة تأكدت اني لم اكون افعل ذلك |
Evde kimsenin olmadığından emin oldum ve bahçeye çıkıp | Open Subtitles | لقد تأكدت بأنه لا يوجد أحد في المنزل و ذهبت الى الحديقة |
Hedefin, işin içinde olduğuna emin oldum sadece. Hayatındaki detayları bilmiyordum. | Open Subtitles | تأكدت فقط أن المستهدف متورط لم املك معلومات عن حياتهم |
Sonra da boşanma noktasına geldiklerinde onlarda kartımın olduğundan emin oldum. Kendine ait olanı almak için hızlı olmak gerek. | Open Subtitles | و بعدها تأكدت أن هؤلاء الناس لديهم بطاقة عملى عندما أتى وقت الطلاق. |
Dün Tibbs'in gözlerinde bir şey gördüğümü sanıyordum ama emin olmak istiyordum, dün gece emin oldum. | Open Subtitles | ظننتُ أنني رأيتُ شيئاً في عيني (تبيز) البارحة، ولكنّي أردتُ التأكد، وتأكّدت منه الليلة الماضية. |
Yemek yediklerinden emin oldum. | Open Subtitles | ،لقد تأكدتُ بأن يأكلوا |