Kurbanın başka bir yerde öldürüldüğünden daha sonrada buraya getirildiğinden eminiz. | Open Subtitles | نحن متأكدون أن الضحية قتلت في مكان آخر وجلبت إلى هنا. |
Madem gelip seni yakalayacağından o kadar eminiz belki onu yemleyebiliriz. | Open Subtitles | إن كنا متأكدون من أنها قادمة إلى هنا لتقضي عليكِ ربما |
Büyük Hadron Çarpıştırıcısının asıl amacı bu Higgs parçacığını görmektir ve biz de olacağından nerdeyse eminiz. | TED | الهدف الأساسي لصدامة الهيدروجين الضخمة.. لرؤية جسيم هيجس ونحن متأكدين الى حد كبير بأننا سنراه. |
Ama kendi tecrübelerinizden bizim yolumuzun en iyi yol olduğunu öğreneceğinizden eminiz. | Open Subtitles | لكننا واثقون أنكم سوف تتعلمون من تجربتكم الخاصة ذلك طريقنا نحو الأفضل |
Ama babam da ben de en iyisini sona sakladığımıza eminiz. | Open Subtitles | لكن أنا وأبي واثقين بأننا أبقينا الأفضل للآخِر |
Oldukça eminiz, ortakyaşam hastalığı bir kere iyileştirdiğinde... | Open Subtitles | نحن على يقين بقدر معقول بمجرد قيام السيمبيوت علاج هذا المرض |
Utancı deneyimlemeyen kişilerin bağlılık veya empati kapasitesi olmadığına neredeyse eminiz. | TED | نحن متأكدون بأن من لا يشعر بالعار هم أولئك الذين ليس لديهم السعة لتكوين الروابط والعواطف. |
Bu yüzden okyanusların da bununla ilgisi olduğuna eminiz. | TED | و لهذا نحن متأكدون أن للمحيط ارتباطا كبيرا بهذا. |
Çalınan şeylerin buraya getirileceğinden eminiz. Onları burnumuzun dibinden kaçırmaya çalışacaklar. | Open Subtitles | نحن متأكدون ان المادة جلبت هنا هم سيحاولون شحنها بالخارج على مرأى منّا |
Kararı temyiz etmek için Changsha'ya gidiyoruz. Değiştirileceğinden eminiz. | Open Subtitles | إننا ذاهبون إلى تشانجشا كي نستأنف الحكم.إننا متأكدون من أنه سوف يتم تغييره |
Hangi tatil köyünü seçerseniz seçin büyüleyici ve doyurucu bir ziyaret olacağına eminiz. | Open Subtitles | أياً كان المنتجع الذي تختاره فنحن متأكدون من أنك ستحضى بإجازة ساحرة وممتعة فيه |
Aslında, daire kapısından içeri girdiğinden eminiz. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن متأكدين تماماّ من دخوله عبر هذا الباب لكنه كان مغلقاّ |
Gerçek şu ki Kurt'un Kolombiya'ya döndüğünden eminiz. | Open Subtitles | الحقيقة نحن متأكدين جداً بأن الولف يدعم في كولومبيا |
Kadının ruju kayıptı bu yüzden cinayeti aynı adamın işlediğine oldukça eminiz. | Open Subtitles | .. أحمر الشفاه الخاص بها كان مفقود لذا , كنا متأكدين جداً من أنه القاتل ذاته |
Aciliyet için kusura bakma ama buna değeceğinden oldukça eminiz. | Open Subtitles | آسفة على حالة الطوارئ لكنّنا واثقون أنّ هذا الأمر يستحقّ |
Biz ebeveynler, biz ebeveynler değeceğine fazlasıyla eminiz. | TED | نحن، الآباء، نحن الآباء واثقون تمامًا أن الأمر يستحق كل هذا العناء. |
Doktorun raporundan eminiz. Kocanız kalp krizinden öldü. | Open Subtitles | نحن واثقون من تقرير الطبيب زوجك مات بسبب أزمة قلبية |
Ama eminiz ki iş için dikkat dağıtıyordu. | Open Subtitles | لكننا واثقين مع ذلك، بأنه كان مجرد إلهاء لهذا. |
Ama burda yaşayan kadın olduğundan eminiz değil mi? | Open Subtitles | هل نحن علي يقين من أنها المرأة التي تعيش هنا ؟ |
eminiz ki bu alet zamanda tek bir noktaya gidiyor | Open Subtitles | إذا نحن متأكدان أن هذا الأشياء تؤدى إلى لنقطة و زمن معين |
Varsa, onun bir kadın değil de erkek olduğundan nasıl eminiz? | TED | و لو كان موجودا، لماذا نحن متأكّدون أنّ ذكر و ليس أنثى؟ |
Ama adanın güney yarısında olduğundan neredeyse eminiz. | Open Subtitles | لكن نحن متاكدون انه موجود الآن في جنوب الجزيره |
Takip edilmediğimize eminiz. | Open Subtitles | لقد تأكدنا تماماً بأنَّنا غير متبعون |
Bilindik gamma-ışını patlamalarının muazzam büyüklükte yıldızların ölümü sonucu oluştuğundan neredeyse eminiz. | Open Subtitles | نحن مقتنعون تماما أن إنفجار جاما تأتي نتيجة فناء نجم ضخم |
Hepimiz şundan eminiz ki, hayalinden uydurduğu bir eşkâl vererek, bizi yanlış yola yönlendirmek istedi. | Open Subtitles | إذن الأمر الوحيد الذي نحن مُتأكّدين منه هُو أنّ الرسمة التي أعطانا إيّاها هي مُجرّد هراء خيالي، غرضها توجيهنا في الإتجاه الخاطئ. |
Şey, Konsolosluk içinde biz kendi güvenliğimizden eminiz, Komiser. | Open Subtitles | حسناً نحن على ثقة بأمننا الشخصي داخل محيط المفوضية |
Onun bir şeytanla anlaşma yaptığına eminiz ve cehennem köpeği peşinden gelip ruhunu cehenneme sürükledi. | Open Subtitles | إننا واثقان أنه عقد صفقة مع شيطان. لذلك أتى كلب جحيم وجرّ روحه إلى جهنّم |
Adli tıptan son onayın gelmesini bekliyoruz ama oldukça eminiz, evet. | Open Subtitles | نحن في إنتظار التأكيد النهائي من المُحقق القضائي، لكنّنا مُتأكّدون تماماً، أجل. |
Onu bugün alabileceğimizden yüzde doksan eminiz. | Open Subtitles | في نسبة 90٪ ونحن على ثقة من اجتماع اليوم. |