| - Pazar ama polislerin hafta sonu tatili yoktur. Emniyet müdürü aradı. | Open Subtitles | بالطبع، ولكن بالنسبة لنا انة الاثنين اننى انتهيت للتو من زيارة ابن رئيس الشرطة |
| 21 yıl önce Emniyet müdürü salonumuzda oturup kızımızın öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | منذ 21 سنة مضت رئيس الشرطة جلس في غرفة المعيشة في منزلنا وأخبرنا ان ابنتنا ماتت |
| Emniyet müdürü bana altın madalya ve istediğim bir görevi verdi. | Open Subtitles | أنك صرحت وجدتُّ البطل المفوض اعطاني درع الذهب والتنازل عن اختياري |
| Bir ay içinde sekizinci saldırı. Emniyet müdürü yeni bir dosya açtırmış. | Open Subtitles | تلك المشاهدة الثامنة خلال شهر سمعت أن المفوض قد أنشأ ملفا |
| Bugün Emniyet müdürü Dowdell'ın yapacağı basın toplantısından sonra Clark hastaneden taburcu oluyor. | Open Subtitles | كلارك جرى اخراجه اليوم من المستشفى بعد مؤتمر صحافي مشترك مع مفوض الشرطة دوديل |
| Emniyet müdürü Richard Lampley bugün bir kutuya osurdu ve onu alt katta yaşayan şerefsizin tekine verdi. | Open Subtitles | مفتش الشرطة (ريتشارد لامبلي) قام بعمل ضرطة داخل صندوق و أعطاها لأحد المغفلين في الطابق السفلي |
| New York Belediye Başkanı, Emniyet müdürü ve komisyon üyesi spor ve eğlence dünyasının yıldızları da burada. | Open Subtitles | رئيس الشرطة والمندوب، ونجوم الرياضة والفن |
| Rol yapıyorum. Ben Emniyet müdürü Janet Whitehead. | Open Subtitles | أنا القائم بأعمال رئيس الشرطة جانيت وايتهيد. |
| Az önce beni Emniyet müdürü aradı 100 İzci siparişi daha verdi. | Open Subtitles | رئيس الشرطة الروبوتية اتصل بي لأضع طلبية بـ 100 كشاف آخر |
| Emniyet müdürü gelip kendi söylesin. | Open Subtitles | إذاً على رئيس الشرطة أن يخبرني بهذا بنفسه. |
| Emniyet müdürü Braga bu sabah Riaz bırakıldıktan sonra operasyonun burada yapıldığını söyledi. | Open Subtitles | رئيس الشرطة "براجا" قال إن هذا هو الموقع الذي تم فيه الاجراء الشرطي هذا الصباح بعد إطلاق سراح رياز |
| Ne? Emniyet müdürü benim yapmamı istiyor. | Open Subtitles | ـ يريدني رئيس الشرطة أن ألقيه. |
| Bir ay içinde, sekizinci saldırı. Emniyet müdürü yeni bir dosya açtırmış. | Open Subtitles | تلك المشاهدة الثامنة خلال شهر سمعت أن المفوض قد أنشأ ملفا |
| Emniyet müdürü yardım almam konusunda beni zorluyor. | Open Subtitles | المفوض الأعلى رتبة منى يقول أنه بإمكاننا إستخدام مساعدة ما |
| Yanisi, Emniyet müdürü 3 ay içerisinde emekli olacak yardımcısı da Emniyet müdürü olacak. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ المفوض سيتقاعد في غضون ثلاثة أشهر نائب المفوض سيصبح بعد ذلك المفوض |
| Az önce Emniyet müdürü ile görüştüm. | Open Subtitles | لقد انهيت لتو مكالمه مع المفوض الذي لتو انهاء مكالمه مع الحاكم |
| Emniyet müdürü ve belediye başkan yardımcısı.... ...sıkıyönetim uygulanacağını-- | Open Subtitles | مفوض الشرطة و نائب رئيس البلدية أعلنوا حالة الأحكام العرفية... |
| "Emniyet müdürü suç oranlarında yaşanan artışı..." | Open Subtitles | مفوض الشرطة علل تزايد معدلات الجريمة |
| Kimsin sen, yeni Emniyet müdürü mü? | Open Subtitles | حسناً، من تكوني مفوض الشرطة الجديد ؟ |
| - Bay Grove, Emniyet müdürü'yle görüşün. | Open Subtitles | سيد(غروف) أريدك أن تعقد إتفاق مع مفتش الشرطة |
| Emniyet müdürü Jess Curry ve Şerif Bill Decker'ın içinde bulunduğu ilk araç geliyor. | Open Subtitles | تصل السيارة الأولى مع قائد الشرطة جيس كاري والشريف بيل ديكر |
| Bu patlamayla, Emniyet müdürü ve adamları... polis kordonundan helikopter alanına gelecek. | Open Subtitles | أثناء هذا الانفجار سيتحرك المفتش خان مع رجاله ليحاولوا السيطرة على الموقف |
| Kaynaklarımı, basit tutuklamalar için... harcamıyorum sayın Emniyet müdürü. | Open Subtitles | أنا لا أكرّس مواردي للقيام باعتقالات ضعيفة القيمة حضرة المفوّض |
| Emniyet müdürü de benden bunların kim olduğunu bulup fişlerini çekmemi istedi ancak bu adamlar görünmezler. | Open Subtitles | طلب منّي المُفوّض إكتشاف ذلك، وإنهاء تجارتهم، لكنّهم غير مرئيين. |