"emniyete" - Translation from Turkish to Arabic

    • بتأمين
        
    • تأمين
        
    • امن
        
    • نؤمن
        
    • تأمينه
        
    • الأمانِ
        
    • لتأمين
        
    • ثبّتوا
        
    • الامان
        
    • التآمين
        
    • لبرّ
        
    • فلتئمنوا
        
    Bölgemizi emniyete alacağız, kendi sahamızı sağlamlaştıracağız, Open Subtitles قمنا بتأمين أراضينا, وقمنا بتأمين حلبتنا.
    Odyssey, yanaşma izni verildi, kabin basıncını emniyete alın. Open Subtitles الأوديسا جاهزة لعملية الإرساء و ننصح بتأمين معادلة الضغط في الكابينة
    Onu burada muhafaza etmeliyiz, bu buzodasını emniyete alabilir miyiz? Open Subtitles يجب أن نبقيها على هذه الحالة، أيمكننا تأمين هذا المجمد؟
    Tamam, çekiç ve çivin var. Kimse girmesin diye tavan arasını emniyete almanı istiyorum. Open Subtitles حسناً، لديك مِطرقة وقلامة الأظافر، أريدك أن تصل للأعلى وتعمل على تأمين المكان بحيث لا يصل أحد إلى هنا
    Kendini emniyete aldıktan sonra ona doğru iniyordum. Open Subtitles لقد جعل نفسه امن بصورة معقولة و أنا تسلقت للأسفل للحاق به
    Çevreyi emniyete aldıktan sonra, önceliğimiz nesneyi bulmak. Open Subtitles بعد ان نؤمن المكان ستكون الاولويه هي البحث عن الغرض
    Tamam , emniyete alınır alınmaz bana haber verin. Open Subtitles حسناً، أعلمني متى ما تم تأمينه
    Seni ve kız kardeşini emniyete almalıyım. Open Subtitles أنا يَجِبُ أَنْ أَحْصلَ عليك وأختكَ إلى الأمانِ.
    Çevreyi emniyete alın! Tüm adamlara burayı korumalarını bildirin. Open Subtitles فلتئمنوا الحافة وأئتوا بكل الرجال لتأمين هذا المكان
    Seyir Subayı, torpido istasyonlarını emniyete alın. Open Subtitles رئيس المناوبة عليك بتأمين الأستعداد بمواقع القتال
    Senatör, ben alanı emniyete alana kadar ekiple kalmanızı istiyorum. Open Subtitles سيناتور ، اريدك ان تبقى مع الفريق حتى نقوم بتأمين المنطقه
    Aniden girer, geçidi emniyete alır, sonra da Daniel'i oradan çıkarırız. Open Subtitles نذهب بحماس , نقوم بتأمين البوابة , ونستخرج دانيال
    Diğer mevkileri emniyete aldık. Virüs kontrol altına alındı. Open Subtitles قمنا بتأمين الموقعَين الآخرَين تمّ احتواءُ الفيروس
    - Mitchell, yapılacak ilk görev... - Güvenli bölgeyi emniyete almak. Open Subtitles ـ ميتشيل نفذ أول مهمه ـ تأمين السور سيدي
    Ben Komutan Kent. Ekibim harekete geçiyor. Bu bölgeyi emniyete almamız gerek. Open Subtitles أنا القائد كنت , فريقي جاهز وأريد تأمين الموقع
    Ayrıca konuşamazsınız da çünkü soluk borunuzu solunum tüpüyle emniyete almamız gerekiyordu. Open Subtitles وانت لا تستطيع الكلام لأنه وجب علينا تأمين مجرى الهواء بواسطة انبوب تنفس
    Sadece şu lanet girişi emniyete alalım, tamam mı? Open Subtitles فقط امن البوابَة الملعونةَ،حَسَناً
    Hisardan arta kalanları emniyete alır almaz adamlarınla orayı yeniden inşa etmen ne kadar sürer? Open Subtitles بعد أن نؤمن حيازة ما تبقى من الحصن، كم سيتطلب منك أنت ورجالك لإعادة بناء ما دمرناه؟
    İkinci enkaz alanı emniyete alındı. Open Subtitles موقع التحطم الثاني تم تأمينه
    Albayı emniyete al. Open Subtitles خُذْ العقيدَ إلى الأمانِ. سريع، رجل.
    Çevreyi emniyete alın! Tüm adamlara burayı korumalarını bildirin. Open Subtitles فلتئمنوا الحافة وأئتوا بكل الرجال لتأمين هذا المكان
    - Önce kendinizi emniyete alın. Open Subtitles ثبّتوا أنفسكم أولاً.
    Şu silahı belimden çek ya da emniyete kapa, lütfen. Open Subtitles ابعد ذلك المسدس عن ظهري او ضعه في وضع الامان لو سمحت
    ÖIdürüIdüğünde sürünerek kendini emniyete almaya çalışıyormuş. Open Subtitles كان يُحاول الزحف لبرّ الأمان عندما قتل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more