O ormanın içine girmek pek de emniyetli olmayacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | لا يبدو اننا سنحصل على مرور آمن . داخل تلك الغابة |
Kuşlar, emniyetli kanatlarına zemin hazırlayamayan kaskattan başka bir yere kaçarlar. | TED | تهرب الطيور إلى مكانٍ آمن جميعهم ما عدا طائر الشبنم، الذي لا يستطيع الابتعاد عن الأرض بأجنحته الصغيرة. |
Kaçmaktan bıkarsınız. Eninde sonunda, emniyetli bir yer buldum sanırsınız. | Open Subtitles | وعاجلا أم آجلا تجد مكان تعتقد فيه بأنك آمن. |
Bu adamların ne yapmak istediğini biliyorum ama bu seni daha emniyetli yapmıyor. | Open Subtitles | وأنا أعرف هؤلاء الرجال ماذا يريدون فعله ولكن هذا لا يجعلك أكثر أماناً |
Onları en emniyetli koşullarda kurtarmak için çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نَعْملُ الآن لإطْلاق سراحهم تحت الظروف المحتملة الأكثر أمانا |
Ah boş ver! Hiçbir şey yapmayalım. Bu daha emniyetli olur. | Open Subtitles | لن نفعل أي شيء, هذا اكثر أمناً |
Onu emniyetli bir yere taşırken vuruldum. | Open Subtitles | انا حملت هذا الثائر الى مكان امن وهذا ما جعلهم يطلقون النار على |
Sherrinford'a geri döndü. Bu sefer emniyetli. | Open Subtitles | هناك في شيرنفورد مؤمنة هذه المرة |
Biliyor musun, son günlerde yaşanan olaylardan sonra... senin gibi bir kızın burada tek başına olmasının ne kadar emniyetli olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | أتعرفين ، من بين الأشياء التي تحدث مؤخراً لست متأكداً كيف ذلك آمن بالنسبة لفتاة مثلكِ أن تكون هنا .. |
Daha sonra merhametinle bize emniyetli bir mekan ve kutsal bir uyku ve nihayetinde huzur bahşet. | Open Subtitles | ثم في الرحمة أمنحنا مكان آمن وإستراحة مقدسة والسلام في الأخرة |
Daha sonra merhametinle bize emniyetli bir mekan ve kutsal bir uyku ve nihayetinde huzur bahşet. | Open Subtitles | ثم في الرحمة أمنحنا مكان آمن وإستراحة مقدسة والراحة في الآخرة |
Daedalus emniyetli noktada durmuş ve emrinizi bekliyor. | Open Subtitles | الديدالوس ستستمر بموقعها فى موقع آمن و تنتظر أوامرك |
Tüm taşınabilir prototipler, emniyetli şekilde burada toplanır. | Open Subtitles | كل الأجهزة القابلة للنقل تخزن بشكل آمن في المخبأ |
Eğer yine bir sorun olursa, bizi emniyetli ve sığınabileceğin bir yer olarak görebilirsin. | Open Subtitles | إذا واجهت المشاكل من جديد، اعتبرينا كمكان آمن وملاذ |
Pekala, beni dinleyin. Bugün güzel, emniyetli bir yarış istiyorum. Kaza görmek istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أصغوا إليّ جميعاً, دعونا نجري سباق آمن بدون حوادث |
İnterneti çocuklar için daha emniyetli hâle getirmek için birlikte çalıştığımız partnerlerimizden Angelika'nınki gibi hikâyeler duyuyoruz. | TED | ومن خلال الشركاء الذين نعمل معهم لجعل الإنترنت أكثر أماناً للأطفال. نسمع قصص مماثلة كأنجيلكا. |
Zamanlar iyileşecek. Daha emniyetli olacağız. Olacağız. | Open Subtitles | ومع مرور الوقت ستتحسن الامور وتصبح أكثر أماناً |
Asansörler en emniyetli taşıma araçlarındandır. | Open Subtitles | المصاعد هي أكثر وسائل النقل أمانا وهذه حقيقة |
- Sana İngilizce öğretmek daha emniyetli. | Open Subtitles | ربما الأكثر أمانا أن أعلمك الانجليزية |
Şu anda en emniyetli yer orası. | Open Subtitles | إنه المكان الأكثر أمناً للوجود به |
Burası emniyetli bir yer olmalıydı. Neler oldu? | Open Subtitles | كان من المفترض ان يكون هذا المكان امن , ماذا حدث ؟ |
Sherrinford'a geri döndü. Bu sefer emniyetli. | Open Subtitles | هناك في شيرنفورد مؤمنة هذه المرة |
Bu akıllıca mı? - Willow, herkesi alıp emniyetli bir yere götür. | Open Subtitles | خذ كل واحدة وجد مكاناً آمناً أنا أعرف مكاناً |
Can halatının emniyetli olup olmadığını test ediyorlar. | Open Subtitles | انهم يَختبرونَ حبل الحياة لرُؤية إذا كان هو آمنُ |
Ama dedim ya ben takıntlıyım, duramadım ve bu yüzden yatakları kaldırıp onların yerine masaları ve rafları koyabileceğiniz değişiklikler yapmaya başladım, böylece aynı birim artık bir ofis ya da emniyetli bir depo olarak kullanılabilir. | TED | لكنني كثير الهوس، لذلك لم أستطع التوقف عند هذا الحد، فبدأت بتغيير الأِسّرة ، بحيث يمكنك أن تخرج الأسِرَّة و تدخل مكانها مكتبا أو رفوفا، فيصبح بالإمكان استعمال نفس الوحدة كمكتب أو وحدة تخزين. |
Petrolden çok daha emniyetli. Kaçak olması durumuna karşı. | Open Subtitles | إنها أكثر أماناَ من النفط في حالة وجود أية تسربات |