| Efendimin emrine göre yürütme kurulunun diğer elemanları da gelmek zorundadır. | Open Subtitles | إنها أوامر من سيدي أنه يجب على اللجنة التنفيذية الحضور أيضاً |
| Ama sen binadan uzak durma emrine uymadın. | Open Subtitles | لكنك خالفت أوامر مباشرة بأن تبقى خارج المبنى |
| Dışişleri Bakanının emrine karşı gelmiş olursun. | Open Subtitles | هذا سيعتبر عصيان لأمر مباشر من نائب الرئيس |
| Bakmamız için arama emrine ihtiyacımız var sanırım? | Open Subtitles | أعتقد أننا نحتاج لأمر من المحكمة لننبش الجثة من القبر |
| Aynen öyle. Ve o arama emrine çok da güvenmiyorum. | Open Subtitles | بالظبط، و ما كنتُ لأثقَ بمصداقية تلكَ المذكرة. |
| DNA'm çıkacaktır, mahkeme emrine gerek yok. | Open Subtitles | وحمضي النووري سوف يتطابق، لا يوجد داعي لمذكرة |
| CTU'nun onun için çıkardığı arama emri görür görmez vurun emrine dönüştü. | Open Subtitles | أي أفضلية؟ أوامر "الوحدة" فيما يتعلق به تم رفعها لدرجة "القتل فوراً" |
| Bir asker üstünün emrine karşı gelirse herkesi tehlikeye atar ve uygun bir komuta subayı tarafından cezalandırılmalıdır. | Open Subtitles | عندما يعصى جندى أوامر رؤسائة فإنة يعرض كل شخص للمخاطر وسيعاقب فورا من قبل الموظفين المسؤلين وأنا هو المسؤول. |
| Nizam babamın emrine uymayıp onları bir arada tutmuş galiba. | Open Subtitles | و يبدو أن "نيزام" خالف أوامر أبي و تركهم يعملون |
| O kralımızın emrine itaat ediyor. "Hiçbir Peçeli sağ kalmayacak." | Open Subtitles | إنه يطيع أوامر الملك بألا نترك الظلاميين أحياء |
| Öyleyse reisin emrine uyup ortalığı birbirine katabiliriz. | Open Subtitles | إذا كان هو، فسنتّبع أوامر الزعيم ونهاجمه بكلّ ضراوة. |
| Her konuda son sözü komisyon söylüyordu bölgeleri bölmekten vurma emrine kadar. | Open Subtitles | وللجنة كلمة الفصل بجميع المسائل من تقسيم الأراضي الى أوامر القتل |
| Eğer bu işle bir ilgin olduğunu öğrenirsek senin yasaklama emrine ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | 14,900،ونكتشف أنّك متورط ستكون من يحتاج لأمر الإعتقال |
| Sayın Yargıç, DEA'nın kendi arama emrine göre, ...durum yalnızca tek bir tanıktan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | سيدي القاضي، وفقًا لأمر التفتيش من وكالة مكافحة المخدرات، كل هذه الأدلة ترجع لشاهد واحد |
| Eğer şanslıysak, makheme emrine bile ihtiyacımız kalmayacaktır. | Open Subtitles | إن كنا محظوظين، فلن نحتاج حتى لأمر قضائي |
| FISA mahkemesi emrine bir bağlantı var. | Open Subtitles | هناك رابط لأمر محكمة مراقبة الاستخبارات الاجنبية. |
| Arama emrine ihtiyacım var ama alamıyorum çünkü yetkim yok ve sanırım takip ediliyorum. | Open Subtitles | أحتاج لأمر تفتيش لعين ولكن لا يمكنني لأنني لا أملك السلطة أظنني مُراقبة |
| Böyle bir arama emrine mi yoksa sizin istemenize mi çok şaşırdı, bilemedim. | Open Subtitles | لست متأكدة إن كان متفاجئاً أكثر من طلب المذكرة أو أنك أنت تسأل لأجلها |
| Mahkeme emrine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج المذكرة أيها القائد |
| Eğer bir suçun işlendiğine dair mantıklı bir şüphem varsa, arama emrine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لو كان لدي شكٌ منطقي بأنه قد تم ارتكاب الجريمة لما كنت بحاجة لمذكرة رسمية |
| Yardımcı pilot tamamen Kaptan Worthington'ın emrine dayanarak üçüncü atladı. | Open Subtitles | مساعد الطيار قفز ثالثا وفقا لأوامر الكابتن ورثينجتون |
| Yalnız kalmak istiyoruz. Kimsenin emrine girmek istemiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نبقى وحدنا، لا نريد أن نكون تحت سيطرة أي أحد |
| Bir asker üstünün emrine karşı gelirse herkesi tehlikeye atar ve uygun bir komuta subayı tarafından cezalandırılmalıdır. | Open Subtitles | عندما يعصى الجندى أمر من يفوقه رتبه يعرض الجميع للخطر و يجب أن يعاقب على الفور من قبل القياده الملائمه |