Eğer ona parayı verebilirsem en azından onun için iyi bir şey yaptığımı düşüneceğim. | Open Subtitles | ..إذا إستطعتأنأعطيهالمال . على الأقلّ سأشعر أني فعلت شيء له. |
Bir şey...bir Cin var ve onun onun başı belada en azından onun şey olduğunu pat diye hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | هنالك مارد و هو في مأزق على الأقلّ ظننته في مأزق و فجأةً لمْ أعد أتذكّر |
en azından onun yanında zaman var! | Open Subtitles | لديه الوقت في صالحه على الأقلّ |
en azından onun söyledikleri bunlar. | Open Subtitles | على الأقل كانت تلك الكلمات التي استخدمتها |
en azından onun bilgisi vardı çünkü çocukların hiçbirisiyle konuşmadığımız ortaya çıktı. | Open Subtitles | على الأقل كانت لديه المعلومات الصحيحة, لأنه أتضح أننا, لم نتحدث مع أي من أبنائنا بهذا الشأن. |
Bu yüzden en azından onun yanına git. | Open Subtitles | لذا فلننقله على الأقلّ |
en azından onun bir kıç olmasını ümit ediyoruz. | Open Subtitles | نأمل على الأقلّ أن يكون القاع |
Veya en azından onun gibi görünen bir şey. | Open Subtitles | أو على الأقلّ شيء يشبهه |
en azından onun sütyenini gördü. | Open Subtitles | على الأقل كانت حمالة صدرها. |
Emily hakkında istediğini söyle ama en azından onun bana gerçeği söyleyecek cesareti vardı senin hakkında böyle söylenemez. | Open Subtitles | (قولي ماذا تريدين عن (إميلي لكن على الأقل كانت لديها الجرأة لإخباري الحقيقة |