Yüksek Mahkemenin davamızı incelemeyi kabul etmesi en iyi şansımız olur. | Open Subtitles | ستكون أفضل فرصة لدينا إذا ما قبلت المحكمة العليا مراجعة قضيّتنا |
O bizim son ve en iyi şansımız olabilir. | Open Subtitles | هذا الولد يمكن أن يكون نا أخيرا، أفضل فرصة. |
Umarım şimdiye kadar unutmuştur çünkü en iyi şansımız o. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون قد تجاوز الأمر الآن لأنه أفضل فرصنا |
Casusu bulmak için en iyi şansımız dosyalarına girmemiz. | Open Subtitles | الحصول على إذن للوصول إلى ملفاتهم هو فرصتنا الأفضل للعثور على الجاسوس |
- Evet, ama her zamanki gibi çok uzun sürdü. - Evet, ama bu en iyi şansımız olmayabilir. - Daha iyi bir tanesini söyle. | Open Subtitles | نعم لكنك تأخذ الكثير من الوقت قد تكون ليست افضل فرصنا |
İstatistiksel olarak neye sahip olduklarını çözmemiz için en iyi şansımız bu. | Open Subtitles | إنها أفضل فرصة لنا لتحديد المكان الذي سيذهبون إليه |
O gemi eve dönmemiz için en iyi şansımız. | Open Subtitles | تلك السفين هى أفضل فرصة لدينا للعودة الى الديارس |
Ayrıca teknik olarak en iyi şansımız değil. Tek şansımız olduğuna oldukça eminim. | Open Subtitles | وعمليّاً، ليست أفضل فرصة لنا كلّي يقين أنّها فرصتنا الوحيدة |
Biletsiz yolcuları çatıdan düşerken görmek için en iyi şansımız! | Open Subtitles | أنها أفضل فرصة لـ مشاهده المسافرون خلسة يتساقطون من علي السطح |
Burası en iyi şansımız. En azından nereden geleceklerini biliyoruz. | Open Subtitles | هذه أفضل فرصة لنا معهم، على الأقل فنحن نعلم من أين سيأتون |
en iyi şansımız alıcı gibi davranıp değişim yerinde adamı tutuklamak. | Open Subtitles | أفضل فرصنا لفهم؟ سريع هو التظاهر كمشترين و من ثم اعتقاله |
Bunu önlemek için en iyi şansımız, gösterisinin, yapacağı her silahı almamız için bizi etkilediğini bilmesini sağlamak. | Open Subtitles | أفضل فرصنا هي بتركه يعلم أن عرضه الأول أقنعنا بشراء كل سلاح يستطيع إنتاجه |
Seviye "C" kurgu bölümü. Bitirilmemiş kurguyu bulmamız için en iyi şansımız. | Open Subtitles | الخطه سي نعبر النافذه الضيقه وهي فرصتنا الأفضل لايجاد القطع الصلبه |
Tehdidi durdurmak için en iyi şansımız düğünün gerçekleşmesinden emin olmak. | Open Subtitles | اظن ان افضل فرصنا لأيقاف التهديد هي التأكد من حدوث حفل الزفاف |
Bu belki de kaçmak için en iyi şansımız, O'Neill. | Open Subtitles | قد تكون هذه افضل فرصة امامنا للفرار , اونيل |
Kimlik rozetleri. en iyi şansımız kargo. | Open Subtitles | شارات هويه أعتقد أن ألحموله هى رهاننا الأفضل |
Yine de adamı bulmak için en iyi şansımız Abby gibi. | Open Subtitles | رغم ذلك يبدو ان آبي هو فرصتنا المثلى في ايجاد الجاني |
Bak, hala en iyi şansımız oraya birini sarkıtmak. | Open Subtitles | اسمع، فرصتنا الوحيدة الآن هي أن نمد حبل الإنقاذ |
Bırak pencereyi. Olmaz, bu en iyi şansımız. | Open Subtitles | ـ انسى أمر النافذة ـ كلا، هذه فرصتنا الجيدة |
- en iyi şansımız geceyi atlatana dek sabit kalmak. | Open Subtitles | فرصتنا الفضلى هي ببقائنا ساكنين حتّى ينقضي الليل |
Bu gemi, eve dönmek için en iyi şansımız. | Open Subtitles | هذه السفينه هى افضل فرصه للعودة الى الديار |
- Bence orası Grace'i bulmak için en iyi şansımız. | Open Subtitles | انا التخمين انها لدينا أفضل لقطة في إيجاد غريس . |
Tam tersi. Bu yaşamak için en iyi şansımız. | Open Subtitles | على العكس، هذه أحسن فرصنا لنحيا |
Ve ayrıca, bunun Dünya ile temasa geçerek onları uyarmak için en iyi şansımız olduğunu düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذه قد تكون أفضل وسيلة لكي نتصل بالأرض.. |
en iyi şansımız Vargas'la direkt temasa geçmek. Seninle gelirim. | Open Subtitles | أفضل ضربه لنا ، هي مع فارجاس مباشرة |