Hayatında yaptığın en kötü şeyi en basit şekilde ifade ediyorsun. | Open Subtitles | تأخذ أسوأ شيء فعلته فيما مضى وتبوح عنه في عبارات مبسطة |
Öyle bile olsa bu, dünyanın en kötü şeyi olmazdı. | Open Subtitles | كل الأشياء متساويه لم يكن ذلك ليصبح أسوأ شيء في العالم |
Öyle bile olsa bu, dünyanın en kötü şeyi olmazdı. | Open Subtitles | كل الأشياء متساويه لم يكن ذلك ليصبح أسوأ شيء في العالم |
Randy'nin balkondan içeri girmesini sağlamak için, kadınlara yaptığım en kötü şeyi telafi etmem gerekiyordu: | Open Subtitles | عليّ التعويض عن أسوأ ما فعلته بالنساء يوماً الرقم 204 |
Hamile kalmam dünyanın en kötü şeyi mi olurdu? | Open Subtitles | أكانت ستكون الشيء الأسوأ في العالم؟ |
Ancak, kendimi hazırlamak için olabilecek en kötü şeyi düşündüğümü sanıyordum. | Open Subtitles | أنا بالفعل جهزت نفسي لـ أسوء شيء من الممكن أكتشفه |
Eninde sonunda, içinden geçen o en kötü şeyi yapmak zorunda olduğunu biliyorsun çünkü. | Open Subtitles | إنها القوانين، أنتِ مجبرة على القيام بأسوأ ما تمليه نفسكِ عليكِ بأية حال |
Ama sen benim yaptığım en kötü şeyi merak etmiyorsun. | Open Subtitles | و لكنك لا تشعر بالفضول لمعرفة أسوأ شيء قمت به على الإطلاق ؟ |
Evrendeki en kötü şeyi bir hayal et, ama uğraşma çünkü ona bakıyorsun. | Open Subtitles | تخيّلوا أسوأ شيء قد تجدونه في الكون، أو لا تتعبوا أنفسكم، لأنكم تنظرون إليه الآن |
Şimdiyse seninle gelip görebileceğim en kötü şeyi izlememi istiyorsun. | Open Subtitles | والآن تريدني أن آتي وأشاهد أسوأ شيء يمكنني تخيله |
Hatunum hakkında en kötü şeyi sizle paylaşiyim. | Open Subtitles | أنا أقول لكم أن أسوأ شيء حول امرأة بلدي. |
Sana yapabileceğim en kötü şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت أسوأ شيء يمكن فعله على الأطلاق |
Yapabileceğin en kötü şeyi yapmışsın. | Open Subtitles | هذا أسوأ شيء ممكن أن تكون فعلته |
Yaptığın en kötü şeyi söyle. | Open Subtitles | أخبرني عن أسوأ شيء فعلته في حياتك |
Buraların en kötü şeyi şarabı. | Open Subtitles | أسوأ شيء هنا هو النبيذ. |
Bana yapabilecekleri en kötü şeyi çoktan yaptılar. | Open Subtitles | لقد فعلوا أسوأ ما يمكن أن يفعلوه بي مسبقاً |
Ama sen... sen, bana herhangi birine verebileceğin en kötü şeyi verdin. | Open Subtitles | أمّا أنت، فقد أعطيتني أسوأ ما يمكن إعطاؤه لأيّ أحد |
Sırrım: İçlerindeki en kötü şeyi ararım. | Open Subtitles | السر في موهبتي أنني أبحث عن أسوأ ما فيهم |
Dünyanın en kötü şeyi olurdu. | Open Subtitles | نعم, كانت ستكون الشيء الأسوأ في العالم؟ |
Bunu yapmak için tasarlanmadığın bir şey istiyorum. Senden bir makinenin başına gelecek en kötü şeyi, kapatılmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا أطلب منك فعل شيء لست مصممًا لكي تفعله أنا أطلب منك أن تفعل أسوء شيء يمكن أن يحدث لألة، أن تغلق لكنك لست... |
- Sarhoş olup yüzünün dibine birkaç alet sokmak aslında dünyanın en kötü şeyi değil. | Open Subtitles | -أنت تعرف أن شرب الكحول وصفع قضيب شباب أخرين على وجهك ليس أسوء شيء في العالم. |
Bu beni öyle derinden etkiledi ki bir vampirin yapabileceği en kötü şeyi yaptım. | Open Subtitles | مما أثّر عليّ لدرجة قيامي بأسوأ ما يمكن أن يفعله مصّاص دماء. |