Bütün akarsular en sonunda okyanusa ulaşır çünkü okyanus onlardan alçaktadır. | TED | إن كل التدفقات تجري في النهاية إلى المحيط لأنها أقل منه. |
Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum. Belki bu benim kendimi sunuş şeklimle alakalı, belki de sadece start-up'ıma özgü bir şeydir. | TED | لكن في النهاية بررتها ظناً أنه يمكن أن يكون لهذا علاقة بطريقتي في تقديم نفسي أو أنه فقط شيء مميز لشركتي الناشئة. |
O lanet şişko en sonunda başına ne geleceğini biliyordu. | Open Subtitles | هذا السمين اللعين التافه قد حصل اخيرا على ما يستحقه |
en sonunda, her zaman yalnız yaşasaydık yapmak istediğimizi söylediğimiz şeyleri yapabileceğiz. | Open Subtitles | نستطيع اخيراً فعل الأشياء التي طالما أردنا أن نفعلها إذا عشنا لوحدنا. |
Bir düzine insanı öldürdükten sonra en sonunda O'nu yakaladılar. | Open Subtitles | قبضوا عليه في نهاية المطاف بعد أن قتل 6 آخرين |
Yani, en sonunda gençken annemin nasıl biri olduğunu öğrenebileceğimi hayal bile edemezdin. | Open Subtitles | انة فقط مثل اننى وجدت فى النهاية ما كانت تحبة امى وهى صغيرة |
Yeraltı suları ısı ve basınç arttığı zaman, en sonunda fışkırıyorlar. | Open Subtitles | انها ينابيع تحت الأرض عندما تتراكم الحرارة و الضغط تنفجر بالنهاية |
Üçümüzün en sonunda gerçek bir aile olmaya başladığını sanmıştım. | Open Subtitles | وظننتُ أنّ ثلاثتنا بدأنا في الأخير أن نُصبح عائلة حقيقيّة. |
en sonunda neşeli bir şekilde eve gelir ve bana şöyle derdi: | Open Subtitles | و يأتي إلى المنزل في النهاية و معنوياته مرتفعة و يقول لي: |
Biraz zaman aldı ama en sonunda kim olduğunun farkına vardın. | Open Subtitles | سيأخذ منك فترة طويلة لكن في النهاية سوف تتدرك من أنت |
Bütün vaktimi işe harcıyordum, en sonunda benim hatam olduğunu anladım. | Open Subtitles | كنت اعمل كل الوقت, لذا اظن في النهاية كان خطئي حقيقتا. |
en sonunda becerikli olduğum bir şey bulmaktan çok mutluyum. | Open Subtitles | أصبحت سعيدة في النهاية حيث وجدت شيئا أنا جيدة فيه |
en sonunda Kuzey Kutbu'ndayız. Buraya gelmek aylardır hayalini kurduğumuz şeydi. Yıllarca süren eğitim, plan ve hazırlık. | TED | و اخيرا نحن في القطب الشمالي. هذه اشهر و اشهر و اشهر من الحلم بالوصول هناك. سنوات من التدريب و التخطيط و التحضير. |
Bay Biegler, en sonunda tecavüzü de davaya dahil ettiniz. | Open Subtitles | سيد بيغلر انت نجحت اخيرا ، في الربط بين الاغتصاب والقضية ِ |
Ama en sonunda, insanların bana çuvallamam için taptığı bir şey buldum. | Open Subtitles | لكن اخيراً وجدت شيئاً حيث الناس يشكروني على إفساده |
Okumak için geldi, muhasebede lisans diplomasını aldı ve en sonunda muhasebeci oldu. | TED | جاء لأجل الدراسة، ليحصل على شهادة بكالوريوس في المحاسبة وأصبح في نهاية المطاف محاسبًا. |
en sonunda, 1799 yılında ordu, ülkenin kontrolünü ele geçirdi. | Open Subtitles | فى النهاية ، بعام 1799 سيطر الجيش على قيادة البلاد |
Peder Abbott önce iyilikle davranmayı denedi ama... en sonunda ona, katıksız hapis cezası, hatta kırbaç cezası vermek zorunda kaldı. | Open Subtitles | وقد جرب الأب رئيس الدير معاملته بالحسنى ولكنه اضطر بالنهاية للجوء لحرمانه من الخبز والماء، بل وحتى الجلد بالسوط |
Ve bu da en sonunda burada TEDTalk'ta size konuşma yapmamı sağlayan şey. | TED | وهذا ما جعلني في الأخير أتحدث إليكم هنا في محادثة تيد اليوم. |
en sonunda, elimde ona söyleyebileceğim pozitif birşeyler oldu, ama gitmiş. | Open Subtitles | واخيرا , وجدت شيئا ايجابيا حتى اخبرها به فوجدتها قد ذهبت |
Şimdi sizlere adım adım, hayallerime en sonunda nasıl eriştiğimi göstermek istiyorum. | Open Subtitles | ما انوي ان اريكم الان خطوه بخطوه هو كيف استطعت في النهايه ان احقق احلامي |
Ancak 340. gün civarında kandaki kanser DNA'sının yükselişini görebiliriz. en sonunda, 400 ve 450. günler arasında daha da yükseliyor. | TED | ولكن، في حدود اليوم 340، لاحظنا ارتفاع الحمض النووي للسرطان في الدم وفي النهاية ترتفع بشدة عند اليوم 400 واليوم 450. |
en sonunda evsizler sağlık kliniğine gönderildim. | TED | وفي نهاية المطاف أشار لي أحدهم الى عيادة المشردين. |
Belki en sonunda, Ceza İnfaz Kurumumuz isminin hakkını verebilir. | TED | وربما أخيرًا. نستطيع أن نكتسب باستحقاق لقبنا قسم التصحيحات |
Aslına bakarsan, komik bir hikaye bu çünkü müthiş bir oyuncak kolleksiyonu var ve en sonunda dün gece onlarla oynayabildim. | Open Subtitles | بالواقع إنها قصة طريفة لأن لديها مجموعة ألعاب وليلة أمس تمكنت أخيراً من اللعب بها. |
en sonunda kazanmak üzereydim, ama sen onu çaldın adamım. | Open Subtitles | و أخيراً حصلت على واحد و.. أنت سرقته يا صاح.. |
Demek en sonunda gözünü açtın. | Open Subtitles | وزالت الغشاوة عن عينيك أخيرا ً |