"ender bulunan" - Translation from Turkish to Arabic

    • نادرة
        
    • نادر
        
    Ve o bir çakıltaşı değil. ender bulunan turuncu bir kehribar. Open Subtitles وانها ليست صدفة, انها نادرة, كهرمان برتقالى مقطع على شكل مثلث.
    Kütle spektrometresi katilin sümüğünde gömülü ender bulunan bir spor buldu. Open Subtitles الرائد ماس سباك لقد وجد سلالة نادرة مدفونة في مخاط القاتل
    Michelangelo'nun mimari tasarımlarının ender bulunan bir ilk basımı. Open Subtitles وها هي طبعة نادرة لتصاميم مايكل أنجيلو المعمارية
    Çok ender bulunan ve özel bir aşkınız var ve her şeyi heba etmenizi izlemeyeceğim. Open Subtitles انتما الإثنان لديكما حب نادر و مميز و لا يمكنني تحمل مشاهدتكما ترميانه في مهب الريح.
    - Aslında gerçek bir vermutlu kokteyl ender bulunan, leziz Maraska kirazı ile yapılır. Open Subtitles في الحقيقة، مانهاتن الحقيقي يصنع مع كرز نادر وشهي كرز مارسكا المكان الوحيد الذي يمكنك أن تجده
    Bu ender bulunan bir şeydir. - Hele de benim ailemde. Open Subtitles ـ هو شيء نادر ـ خصوصاً في عائلتي
    Hastalıkları tedavi edebilecek ender bulunan bitkiler arayacağız. Open Subtitles سنبحث عن نباتات نادرة يمكنها علاج الأمراض.
    ender bulunan bir Çin vazosudur. Open Subtitles إنّها مزهرية صينيّة نادرة جدًا.
    Bu sırada, "Bebekler vadisi" nde Stanford, tutkusunun porselen bir yüzden daha ender bulunan bir şey olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles وفي الوقت نفسه، مرة أخرى في... ادي الدمى... يعتقد ستانفورد وكان هناك شيء أكثر نادرة من وجه الخزف...
    Çok ender bulunan ve çok aranan bir araban var, Hanımlar. Open Subtitles لدي سيارة نادرة ومرغوبة يا سيدات
    Ne kadar ender bulunan bir kız olduğunu anlamamış. Open Subtitles لا يملك أدنى فكرة كم أنتِ نادرة
    - Çekinme Will. Ne de olsa bu ender bulunan bir fırsat. Open Subtitles لاتكنخجولاًيا "ويل" هذه فرصة نادرة بعد كل هذا
    Bu, ender bulunan orkidelerle yakalanıp tutuklanan beyaz bir adam ve üç Seminole yerlisi hakkındaki yazıyı okumamdan sonraydı. Open Subtitles لقد كانت بعد قراءة مقال قصير عن رجل ابيض وثلاثة رجال سيمينوليين المترجم: سيمونول هي مدينة في مقاطعة فلوريدا تم اعتقاله ومعه ازهار اوركيد نادرة ...
    Çok ender bulunan ve çok güçlü. Open Subtitles نادرة وقوية جداً
    Sadece çok ender bulunan bir Brancusi koltuğunun güzelliğine bakıyoruz, çıplak bir kadına değil. Open Subtitles نحن نَحترمُ ببساطة a Brancusi نادر كرسي المسند، لَيسَ a إمرأة عارية.
    - Çok ender bulunan bir parça, Open Subtitles انه نادر وقد تلقيت عروضا مسبقة
    ender bulunan bir silah? Open Subtitles ماكاروف نصف أتوماتيكى مسدس نادر جدا؟
    ender bulunan Galapagos iguanalarını Ekvator dışına kaçıran aranmakta olan en dikkat çekici kaçakçılardandır. Open Subtitles مطلوب , خصوصا لتهريب الإغوانا النادرة من غالاباكوس خارج الإكوادور "إغوانا : حيوان زاحف نادر" "أرخبيل غالاباكوس :
    Çok ender bulunan bir tür. Open Subtitles التكاثر كان نادر الحدوث جداً
    Çok ender bulunan fosfor bazlı bir macun. Open Subtitles a نادر جدا، معجون أساسه فسفور.
    ender bulunan bir metal. Open Subtitles هذا معدن نادر , فضلاً عن ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more