Bunda Endişelenecek bir durum yok. | Open Subtitles | بين الأشخاص في هذا السن انه شيء لا يدعو للقلق |
Endişelenecek bir durum yok baba. Sadece analistim. | Open Subtitles | لديك هناك أي شيء يدعو للقلق أبتاه أنا فقط محلّل بيانات |
Pekala. Siz bir ekipsiniz ve Endişelenecek bir durum yok. | Open Subtitles | حسنأ نحن فريق ولا شئ يدعو للقلق |
Sakin ol, Mavi Ejder, Endişelenecek bir durum yok. Dün gece farkına vardım. | Open Subtitles | اهدأ ايها التنين الأزرق ، لا يوجد ما نقلق بشأنه ، لقد لاحظت الأمر بالأمس |
Ne yazık ki, bono duruşmaları tutuklamanın ertesi günü gerçekleştiriliyor, ...bu nedenle eğer ortada Endişelenecek bir durum varsa,... artık çok geç. | Open Subtitles | ولكن للأسف جلسات الكفالة تُعقد بعد وقوع الاعتقال بيوم ..فإن كان هناك ما نقلق بشأنه |
- Endişelenecek bir durum yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يدعو للقلق |
Endişelenecek bir durum yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يدعو للقلق |
- Endişelenecek bir durum yok yani? - Yok. | Open Subtitles | - إذاً ما من شيء يدعو للقلق |
Burada Endişelenecek bir durum olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنه يوجد ما نقلق بشأنه |