Aynı zamanda, hayaletleri görebilen, uzun isimli bir çocuk için endişelenen bir adam olacağız | Open Subtitles | . وايضا , سنكون رجال قلقين من قبل ولد مع اسم طويل الذي يمكن ان يرى الاشباح |
Çocuklarının sorumluluğu bir Müslüman'a verildi diye endişelenen aileler falan. | Open Subtitles | غالباً من آباء قلقين على أن مسلم سيتولى أمور أطفالهم، شيئ من هذا القبيل |
Uçakların varlığı Washington'un bu işteki parmağını açık edeceğinden endişelenen başkan, operasyonun daraltılmasını emretti. | Open Subtitles | شعر الرئيس بالقلق من أن هذا قد يكشف دور واشنطن وأمر بتخفيض العملية |
İşin gerçeği, senin için endişelenen tek ben değilim. | Open Subtitles | ألأمر هو أنا لست الوحيد الذي يشعر بالقلق |
Hayır, evde senin için endişelenen ve senin dönmeni bekleyen... biri olduğunu bilip bunun tadını çıkarmalısın. | Open Subtitles | لا , انت تقدر حقيقة ان ان يكون هناك شحص مازال في البيت الذي يقلق عليك و يهتم بك |
Ama şu anda ben babası için endişelenen Light Yagami'yim. | Open Subtitles | لكن في الوقت الحاضر أنا ياغامي لايت، من يقلق بشأن أبيه |
Onun içinde büyüyen şey hakkında endişelenen bir tek ben miyim? | Open Subtitles | هل أنا الوحيدة القلقة من الشيء الذي ينمو بداخلها ؟ |
Her zaman onun öğrenmesi konusunda endişelenen kişi sensin. | Open Subtitles | حسنا , أنت الوحيدة القلقة دائما بخصوص معرفتها بما بيننا |
Evinde oturup senin için endişelenen birileri var. Ve o kişiler, senin için endişelenmeyi bırakmayacak. | Open Subtitles | ثمة من يقضون الليل قلقين عليك وقلقهم هذا لن يتوقف |
Senin için endişelenen bir sürü insan var Ann. | Open Subtitles | هناك اناس كثيرون كانو قلقين بشأنك، آن |
Eminim sizler için endişelenen birileri vardır en kısa sürede temiz olan kişileri evlerine göndermenin bir yolunu bulmak için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. | Open Subtitles | أنا متأكد أن جميعكم لديه أشخاص فى الخارج هناك قلقين بشأنكم وسوف نفعل ما بوسعنا لكى نكتشف من منكم نظيف لكى يذهب إلى المنزل بأسرع ما يمكن |
Haraç vermekten bıkmış işverenler kızları hakkından endişelenen babalar, kanun eksikliğinden hakları yenmiş kadınlar ve erkekler. | Open Subtitles | -من يكونوا؟ -أصحاب أعمال سأموا التعرّض للإبتزاز ، آباء غاضبين، قلقين على بناتهم. |
Tekrar suç işlemekten endişelenen kişileri dinliyor. | Open Subtitles | لقد كان ينصت للرجل الذي يشعر بالقلق حول إعادة مخاوفهُ. |
Halk için endişelenen bir deli, evet. | Open Subtitles | مجنون بالقلق على الجماهير ، أجل |
Amerika'daki uyuşturucu sorunu hakkında endişelenen tüm ebeveynler... ..Nikaragua hükümet yetkililerinin uyuşturucu kaçakçılığında rol aldığını duyduklarında çok sinirleneceklerdir. | Open Subtitles | أعـرف أنْ كـل عـائـلة أمريـكيه تـشعر بالقلق إزاء مشكلة المخدرات ستـكون فـضيحة أنْ نـعلم أنْ كبـار مسؤولين الحكومـة النيكاراغوائيـة متـورطين للغـاية في عمليـات تـهريب المخـدرات |
Ben iyiyim. Ama benim için endişelenen birinin olması çok hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أنا بخير، لكنّي أحبّ أن يكون هنالك من يقلق عليّ |
Evinde senin için endişelenen birilerinin olması güzel olmalı. | Open Subtitles | يجب ان يكون شعور رائع وجود شخص في البيت يقلق عليك |
Dostun olarak, senin için endişelenen biri olarak soruyorum seni ne bu hale getirdi? | Open Subtitles | بمثابة صديقك وشخص يقلق عليك ما الذي جعلك هكذا؟ |
Ekonomi hakkında endişelenen bir tek ben miyim? | Open Subtitles | لم أنا الوحيدة القلقة حيال الإقتصاد؟ |
Senin için her gün endişelenen arkadaşın olarak soruyorum Damon ile aranızda ne var? | Open Subtitles | بصفتي صديقتكِ القلقة عليكِ، ما الأمر الذي بينكِ و بين (دايمُن)؟ |