Benim için endişelenerek... vaktinizi boşa harcıyorsunuz, hanımefendi. Benim varlığımla yokluğum bir. | Open Subtitles | أنت تضيعين وقتكِ بالقلق عليّ سيدتي |
Her zaman, endişelenerek zaman kaybetmenin çok riskli olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | -بأنه ثمّة الكثير على المحك لإهدار الوقت بالقلق |
Başarıya rakiplerinizin ne yaptığı konusunda endişelenerek ulaşamazsınız. | Open Subtitles | إذا نريد أن الحصول على البطولة لا نريد تحقيق الكمال .. بالقلق حول المنافسة لقد حصلت . |
endişelenerek vakit kaybetmeme izin vermedim. | Open Subtitles | ارفض ان اضيع الوقت بالقلق |
Burada oturup endişelenerek günümü mahvedebilirim ya da Haley'yle gidip onun gününü mahvederim. | Open Subtitles | حسناً، بإمكاني الجلوس هنا بالقلق وتخريب يومي أو بإمكاني الذهاب مع (هايلي) وتخريب يومها |
Matt senin endişelenerek ne kadar zaman harcıyor biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلمين كم من الساعات يمضي (مات) بالقلق عليك؟ |
-Zamanımı senin için endişelenerek harcayamam. | Open Subtitles | -أنا لا اهدر وقتي بالقلق عليكِ... |