Eğer onu geri alamazsak, kayıp cadından daha büyük endişelerin olur. | Open Subtitles | اذا لم نستعدها سيكون لديك قلق اكبر من قلقك على ساحرتك |
Demek ki endişelerin bitmiş! Tatile mi gidiyorsun? | Open Subtitles | اذاً فقد انتهى قلقك فانت ستسافر في اجازة |
Senin endişelerin üzerine, Knight Endüstrisi'ndeki bütün çalışanların dosyalarını kontrol ettim. | Open Subtitles | لتخفيف حدة قلقك ، سوف أفحص ملفات كل من يعمل في مصانع نايت و إدارات البحوث والتطوير |
Akademik endişelerin olursa, odama uğra. | Open Subtitles | لو أنّ لديك أيّة مخاوف من الاكاديمية, تعالي إلى مكتبي |
Yani, en azından başka endişelerin olmadığı sürece... iyi durumda olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لذا ، ما لم تبدأ ، أى مخاوف صحيه . يمكننى القول بأنك بحال ممتاز |
Üzüntülerin, endişelerin, ve çekincelerin gidecek... ve parmağımı şıklatana kadar... bu durumda kalacaksın. | Open Subtitles | مخاوفك وهمومك وكل ما يعيقك سوف يختفي وسوف تبقى في تلك الحاله حتى تسمع صوت فرقعه اصابعي |
Böyle bir hikayeyi herkesten önce yazmayı istediğini biliyorum ama endişelerin bana biraz kişisel geldi. | Open Subtitles | أعرف أنك تحبين السبق الإخباري لكن مخاوفك تبدو شخصية |
Aile geçmişin, Donaldson'larla olan geçmişin ayrılıklar konusundaki endişelerin. | Open Subtitles | تاريخ عائلتك تاريخك مع عائلة دونالدسون قلقك الشديد بسبب الانفصال |
Ayda bir değişiyor olabilirsin, ama kim olduğun, ne olduğunla ilgili endişelerin seni yiyor. | Open Subtitles | ربما انت تتغير مرة كل شهر لكن قلقك بخصوص من تكون انت ماذا تكون انت يستهلك |
Vincent'in hayatımızda olması konusundaki endişelerin hakkında. | Open Subtitles | بشأن قلقك من وجود فنسنت في حياتي في حياتنا |
Bende olsam aynısını yapardım, ama endişelerin yersiz. | Open Subtitles | أقوم بنفس الشيء لكن قلقك لا مبرّر له |
endişelerin beni kanser edecek. | Open Subtitles | قلقك المتزايد يصيبني بالسرطان |
Tye konusundaki endişelerin yersiz. | Open Subtitles | قلقك لهذا تاي هو تافه |
Özel hayata müdahale konusunda, düşüncelerin, hislerin, endişelerin oldu mu? | Open Subtitles | أراودتك أفكار، مشاعر، مخاوف حيال إنتهاك الخصوصيه؟ |
Geçici olarak gelme konusunda bile endişelerin vardı, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه كان لديك مخاوف حتى حول مجيئك مؤقتا |
Dünyanın, sağlığı hakkında duyduğu endişelerin küresel piyasaları kaosa sürükleyişinin ardından bu olağanüstü olay, herkese umut ve güven aşıladı. | Open Subtitles | إن مخاوف العالم بشأن صحته أغرقت الأسواق المالية العالمية في حالة من الفوضى كانت هذه، في الواقع لحظة غير عادية من الأمل والاطمئنان |
Biliyorum, endişelerin var. | Open Subtitles | أعلم أنّ لديك مخاوف |
endişelerin var. | Open Subtitles | لديكَ مخاوف |
Lanetim hakkındaki endişelerin gidecek, ben de sonunda Hope'a yoğunlaşabileceğim. | Open Subtitles | مخاوفك حيال موقفي ستهون، وسأتمكَّن أخيرًا من التركيز على (هوب). |
Senin onlar hakkındaki endişelerin ne yönde? | TED | ما هي مخاوفك نحوها؟ |
İşle ilgili endişelerin... eriyor... yok... oluyor. | Open Subtitles | ...مخاوفك بسبب عملك ذابت واختفت |