Geri dönmediği için endişemi anlayabilirsin sanırım. | Open Subtitles | عندمالميعد، حسنًا ، يمكنك أن تتخيل قلقي. |
Gerçi, bu davranışının endişemi hiç gidermediğini de söylemeliyim. | Open Subtitles | وعلى الرغم من يجب أن أقول، ان سلوكك انه لا يهدي قلقي |
Şu an kendinden geçiyor olduğun gerçeği benim tüm endişemi direkt olarak haklı çıkartıyor. | Open Subtitles | حقيقة أنّك أصبحتُ مذهولة الآن يوضح لي سبب قلقي |
Bu yüzden S.H.I.E.L.D. ajanlarının davet edilmeden evime gelmesi konusundaki endişemi anlayacağınıza eminim, özellikle de bana zarar vermek istiyorlarsa. | Open Subtitles | ولهذا السبب أنا متأكدة أنكم تتفهمون قلقي أن يوجد عملاء شيلد غير مرحب بهم في منزلي الخاص خاصة لو كانوا يتمنون لي الأذى |
Eğer endişemi azaltmayı hedefliyorsan işaretini tek kaçıran ben değilim. | Open Subtitles | ،إذا كنت تريد التخفيف من توتري |
Oh, aman Tanrım, saklı endişemi biliyor. | Open Subtitles | أوه، ياللهي انها تعرف سري المخجل |
Örneğin, asla bitmeyen geç kalma endişemi keşfetmek ve açığa çıkarmak için verileri bir mercek veya bir süzgeç olarak kullanma, mutlaka her zaman dakik olsam da. | TED | باستخدام البيانات كعدسة أو مُرشح لاكتشاف وإظهار، على سبيل المثال قلقي الذي لا ينتهي حيال كوني متأخرة على الرغم من كوني دائمًا في الموعد. |
Herhalde bu cevabın endişemi yatıştırması gerekiyordu. | Open Subtitles | أظن أن هذا من الفترض أن يخفف قلقي |
Eminim endişemi anlayabiliyorsunuz. | Open Subtitles | لكنني متأكد أنكَ تستطيع تفهم قلقي |
Tamam, ayakta durmaktan bahsetmişken endişemi dile getirmeyi kendime borç biliyorum. | Open Subtitles | حسنا، حسنا، متحدثا عن مكانة، أم ... أشعر ملزمة تعبير عن ... للتعبير عن قلقي ... |
Tabii bu endişemi kafamdan hemen attım. | Open Subtitles | لقد صرفت قلقي فوراً |
endişemi anlıyorsundur. | Open Subtitles | يمكنك أن تفهم قلقي |
Benim endişemi anlayabilir musun? | Open Subtitles | هل ترى مدى قلقي هنا؟ |
endişemi dile getiriyorum. | Open Subtitles | انا أعبر عن قلقي فقط |
Ben endişemi dile getiriyorum, sense bana yaranmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنا أبدي قلقي وأنت تغازلني |
endişemi anlayabilirsin. | Open Subtitles | بوسعكِ تفهّم قلقي. |
endişemi anlayabilirsin. | Open Subtitles | حسناً , يمكنك تفهّم قلقي |
Başkan Yardımcısı Agnew'la konuştum ve ülkemiz için endişemi dile getirdim." | Open Subtitles | واضاف "لقد عبرت عن قلقي لبلدنا." |
Rachel bunun doğal bir tepki olduğunu söylüyor sadece benim endişemi kontrol altında tutmak için bir yol filan aradığımı. | Open Subtitles | قالت (رايتشل) أنه رد فعل طبيعي، أنا فقط أبحث عن طريقة للتحكم في توتري. |
Oh, aman Tanrım, saklı endişemi biliyor. | Open Subtitles | أوه، ياللهي انها تعرف سري المخجل |