"engebeli" - Translation from Turkish to Arabic

    • وعرة
        
    • الوعرةِ
        
    Bu, antik dünyada bunu yapabilmenin tek yoluydu çünkü engebeli yollarda yiyecek taşımak çok zordu. TED كانت هذه هي الطريقة الوحيدة الممكنة في العالم القديم لأنه كان صعباً جداً نقل الغذاء عبر الطرق التي كانت وعرة
    Pekâlâ, orasi oldukça engebeli bir arazi. Uzaga gidemezler. Open Subtitles حسناً، هذه منطقة وعرة ولا يمكنهم أن يبتعدوا كثيراً إن مشوا على الأقدام
    Efendim, saygısızlık etmek istemem ama arazi öyle engebeli ki harita ya da rehber olmadan ilerleyebileceklerini sanmıyorum. Open Subtitles سيدى , مع كل الإحترام العميق .. تلك التضاريس وعرة لا يمكننى تخيل إجتيازها بدون خريطة أو دليل
    Arazi biraz engebeli. Yerlerinizi korumaya çalışın. Open Subtitles التضاريس هنا وعرة قليلاً حاولوا أن تنتبهوا
    engebeli dağları ve kavurucu çölleri geçerek evinin yolunu buluyor. Open Subtitles و كان لا بُدَّ أنْ يَجدَ طريقَه عبر الجبالِ الوعرةِ... وصحاري محرقة لكي يَصلَ إلى البيت.
    Burası Fujian Eyaleti granitten oluşan dağlarla çevrili bu engebeli arazi, Çin'in en eski geleneklerinin hala ayakta kalmasına yardım ediyor. Open Subtitles هذه مقاطعة فوجيان تضاريس وعرة حذر بجبال الصوان المطلقة الذي ساعد لصياغة وإبقاء
    Orada mutlu olduğum izlenimim vermiş olabilirim ve belki de eninde sonunda mutlu olurum sanıyordum ama gerçeği söylemek gerekirse engebeli bir süreç oldu. Open Subtitles ربما أعطيتك الانطباع أنني كنت سعيدة هناك وربما يحدث هذا في النهاية لكن الحقيقة هي أن الطريق كانت وعرة
    Gittiğimiz yer oldukça engebeli olmalı. Open Subtitles أكيد المنطقة التى سنذهب لها وعرة جدا
    Bölge engebeli, çayırlar açık, gün sıcak, örtümüz yok. Open Subtitles انها ارض وعرة , يوم حار , لايوجد غطاء
    engebeli bir yer. Zor olacak. Open Subtitles لكنّها وعرة ولن يكون ارتيادها هيّنًا.
    "Borgo Geçidi'nden aşağıya doğru uzanan engebeli dorukların üzerinde eski zamanlardan kalma harap şatolar yükselir." Open Subtitles "بين قمم وعرة عابسة عند ممر (بورجو) وُجدت قلاع متداعية من عصر بائد"
    Kötü şans, engebeli arazidesin. Open Subtitles حظ سئ ، أنت بأرض وعرة
    engebeli yol huh? Open Subtitles جولة وعرة ، اجل
    Bu sokaklar engebeli. Open Subtitles هذه الشوارع وعرة.
    Otlaklar çok uzak ve yollar engebeli. Open Subtitles إن المروج بعيدة والطرق وعرة.
    Beyazlar, Tiflis'e doğru harekete geçince engebeli araziden geçecekler. Open Subtitles عندما يقوم الحراس البيض بتحركاتهم نحو (تبيلسي) ستكون أمامهم منطقة وعرة
    Burada yol biraz engebeli. Open Subtitles الطرق اصبحت وعرة اتعلم يا (سبونج بوب)
    - engebeli bir başlangıç yaptık. Open Subtitles -كَانت البداية وعرة .
    engebeli bir yol. Open Subtitles طريق وعرة
    - engebeli arazideyiz. Open Subtitles - نحن في التضاريسِ الوعرةِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more