"engelleyecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • يمنع
        
    • سيمنع
        
    • سيوقف
        
    • لإيقاف
        
    • يمنعني
        
    • يمنعكِ
        
    • يمنعهم
        
    • تمنع
        
    • لعرقلة
        
    • لمنع
        
    • سيمنعها
        
    • يمنعك
        
    • يمنعه
        
    • لمنعه
        
    • ستمنع
        
    76 farklı ülkede anlatılacak bir hikayeyi engelleyecek bir mahkememe kararı çıkartmaya çalışın. TED محاولة الحصول على حكم قضائي الذي من شأنه أن يمنع نشر القصة في 76 دولة مختلفة.
    Bizimkilerin şarjörlerini üstünüze boşaltmasını, benim de benim olanı almamı ne engelleyecek? Open Subtitles مالذي سيمنع رجالي من إفراغ الرصاص عليكم هنا والان وأخذ منكم حاجتي؟
    Panzehirin onun esas amacını engelleyecek tek şey olduğunu biliyordu. Open Subtitles كانت تعلم ان المضاد هو الشىء الوحيد الذى سيوقف خطته
    İnanıyorum ki John'ların iş saatinde seks satın almarını engelleyecek bir yol var. TED أعتقد أن هناك طريقة لإيقاف هؤلاء الأشخاص في منتصف نهار العمل من شراء الجنس.
    Birini gerçekten isteseydim evrende ona gitmemi engelleyecek hiçbir şey olamazdı. Open Subtitles لو أنني أردت حقاً أن أكون سيئاً للغاية لن يمنعني شيئ من التوقف قبل أن أرميه من الباب
    Hayır, onu affetmeni, onunla evlenmeni engelleyecek hiçbir şey yok. Open Subtitles لا شيء يمنعكِ من استقباله و هو عائدٌ للمنزل او من الزواج به
    Kıyılarda yer alan avcıları geçtikten sonra doğdukları ırmağa varmalarını engelleyecek çok az şey vardır. Open Subtitles بمجرّد اجتيازهم هؤلاء المفترسون الساحليون فلا يمنعهم من وصول نهر موطنهم شيء
    Eğer Loki duvarcıyı engelleyecek bir yol bulmazsa tanrıların her biri ayrı bir acılı ölümle onu tehdit ettiler. TED وهدّده جميع زملائه من الأسياد بموتٍ مؤلمٍ بشكلٍ لا يمكن تخيّله إذا لم يجد وسيلةً ما تمنع البنّاء من استلام أجره.
    Başkalarının birleşme planlarını engelleyecek kadar içeriden neler olduğunu öğren. Open Subtitles مـا يكفي لعرقلة أي خطط إندماج قد تطرأ وعليك بإكتشـاف عمـا إذا كـانت الدفـاتر التجارية جـاهزة لنـا
    Annenin seni bu kadar strese sokmasını engelleyecek bir yol bulmalıyız. Open Subtitles علينا فقط إيجاد طريقة لمنع أٌمكِ من إثارة توتركِ لهذه الدرجة
    Lysine bağımlılığı, hayvanlar adadan kaçarsa... onların yayılmasını engelleyecek. Open Subtitles مخطط اللايزين يمنع إنتشار الحيوانات لو أنهم حاولو الخروج من الجزيرة
    Kurbanın üzerinde karnının hareketini engelleyecek kadar ağırlık olması lazım böylece akciğerlere hava gidemez. Open Subtitles يجب أن يكون هناك وزناً كافياً على الضحية حتى يوقف البطن عن الحركة و ذلك حتى يمنع المزيد من الهواء من الدخول إلى الرئتين
    Tüm Birleşik Devletler hastanelerinde gerçekleşen ve onaylanmış doğumları engelleyecek olan, kabul edilen yeni yasalara karşı çıkıyorlar. Open Subtitles يقفون ضد المشروع الجديد الذي سوف يمنع اقرار الولادات الجديده بالمستشفيات
    Toplu halde yer değişimi, doğal seçim olmaz ve insan kitlesi büyüklüğü zaman içindeki değişimi engelleyecek seviyededir. Open Subtitles و لو عدد السكان كبير بما فيه الكفاية, سيمنع أية إنجراف عشوائي.
    Bu da rahibin ona insan üstü yetenekleri veren beynindeki özel yere ulaşmasını engelleyecek. Open Subtitles سيمنع الراهب من تشغيل المنطقة بدماغه.. التي تمنحه القوة الخارقة
    Eğer savaş olursa, bizim imanlı Yerli'lerin ayaklanıp biz uyurken gırtlaklarımızı kesmelerini engelleyecek ne var? Open Subtitles لو كانت هناك حرب ، ما سيوقف الهنود المتحولون للمسيحية من التمرد و ذبحنا و نحن نائمون؟
    Bu dünyada, kötülük çarkının yeniden dönmesini engelleyecek kadar sevgi ve para yok. Open Subtitles فلا يوجد حب كافِ بهذا العالم، ولا يوجد مال كافي لإيقاف تلك الفريزة القديمة من الظهور مُجدّداً.
    Görgü tanığı ile konuşmamı engelleyecek bir durum yok özellikle o kişi annemse. Open Subtitles لايوجد شيء يمنعني من التحدث الى احد الشهود خصوصا عندما تكون امي
    Hayır, onu affetmeni, onunla evlenmeni engelleyecek hiçbir şey yok. Open Subtitles لا شيء يمنعكِ من استقباله و هو عائدٌ للمنزل او من الزواج به
    Geçen gece sizi takip edenler her kimse aynı şeyi bir daha yapmalarını ne engelleyecek? Open Subtitles أياً كانوا مَن سعوا وراءكم ليلة أمس، ما الذي يمنعهم من إعادة الكرة؟
    Pilotun bunu yapmasını engelleyecek bir güvenlik koruması olma olasılığı yüksek. Open Subtitles من المنطقي أن نفترض أن آلية التأمين من الأعطال تمنع الطيار من فعل ذلك
    Pilatus'un gelişini engelleyecek herhangi bir şey duyarsan bunu bilmek isterim. Open Subtitles والآن هل تعرف أي مؤامرة لعرقلة وصول موكب بايلوت. أنا مستعد لسماعها
    Açık bırakıp periyodik olarak ışığı hızlıca ve güvenlice engelleyecek bir şey kullanmak daha iyi bir seçenek. TED من الأفضل تركه مفتوحًا، واستخدام شيء آخر لمنع الضوء بصفة دورية على نحو يمكن الاعتماد عليه وسريع.
    Diğer misafirlerin de bulunması onun yaygara çıkartmasını engelleyecek. Open Subtitles حضور الضيوف الآخرين سيمنعها ،من التسبّب بفضيحة .. وعندما ينتشر خبر شراكتنا
    Hem diyabetinin geceleri çalışmanı engellemesi maça gitmeni engelleyecek değil. Open Subtitles من العمل ليلا فليس معناته ان يمنعك من الذهاب للمباراة.
    Peki Amerikalılar olayı anlayıp bize misilleme yapana kadar, kitabını açıp her ismi teker teker aramasını ne engelleyecek? Open Subtitles ...ما الذي يمنعه من أخذ ذلك الكتاب ...والإتصال بكل الأسماء الواحد بعد الآخر... ...حتى يعرف الأمريكان أنه نحن وينتقم؟
    Kalbindeki sevginin, oğlunun kötü yola sapmasını engelleyecek kadar büyük olduğunu düşünüyordu fakat çocuk büyüdükçe, kana susamışlığı daha da doyumsuzlaşıyordu. Open Subtitles اعتقدت ان الحب الذي بقلبها سيكون قوياً بما فيه الكفايه لمنعه من التحول لطريق الظلام. لكن عندما تقدم في العمر رغبته في الدماء كانت نهمه.
    Bunun avantajı, ucun hemen dışarı çekilmesini engelleyecek, ee, daha fazla yaralayacak bir tür kancalarının bulunması. Open Subtitles ميزة هذه أنه يوجد لها داعمة ستمنع الرأس من الإنفكاك، ما سيؤدي لضربة أكثر وجعاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more