Ama sonra onu da karbon monoksitle boğup ensesine o işaretleri kazımışlar. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك , قاموا بقتله بواسطة أول أكسيد الكربون و قاموا بالنحت على رقبته |
Bir düzine veledine bakıp mutfak bıçaklarını bilerken gözlerini ensesine dikiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ ترعين دستةً من أطفاله المزعجين .. وتتخيّلين رقبته في كل مرّة تشحذين سكاكين مطبخكِ |
Yanakları kızardı, ensesine kadar kıpkırmızı oldu. | Open Subtitles | و احمرت وجنتاه و صعد اللون إلى عنقه |
Ameliyat oluyorken, ensesine çip taktırdım. | Open Subtitles | بينما كان تحت I كان لهم البوب شريحة في عنقه. |
Ellerini ensesine koymasını söyle. Yoksa onu vurmaktan mutlu olurum. | Open Subtitles | أخبره أن يضع يديه خلف رأسه وإلا سيسعدني جدا إطلاق النار عليه |
Deneyler yüzünden. ensesine yerleştirilen çip yüzünden. | Open Subtitles | بسبب الإختبارات، بسبب الطبيين التجارب والزرع وضعا في رقبتها. |
Ne zaman ki saçları ensesine kadar uzadı, o zaman, kendi kendini traş etti. | Open Subtitles | ... عندمااحسبشعره يخدش رقبته . .. قام بقصه بنفسه |
Paul Howard, Bearman'ın ensesine tekmeyi yapıştırdı. | Open Subtitles | بول هاوارد يركل الرجــل الدب على رقبته |
Başkan personel ile selamlaşırken, 150 kiloluk bir temizlikçi olarak gizlenmiş Greta Bengsdotter, Başkanın ensesine şişme koltukaltında gizli bir bölmede sakladığı çok tehlikeli yeni bir ilaç enjekte edecek. | Open Subtitles | كرئيس سيحيي أعضاء السفارة وجريتا بينجسدوتر تتخفى ومعها مسدس عيار 22 و تحقن الرئيس في رقبته من الخلف ، باستخدام عقار جديد خطير |
Sonra bunu ensesine sokacaksın. | Open Subtitles | ثمّ وضع ذلك في خلف رقبته. |
ensesine kurşun sıktın. | Open Subtitles | برصاصه في رقبته |
O pisliğin ensesine sokacağım şu bıçağı. | Open Subtitles | سأطعنه في عنقه |
Ellerini ensesine koysun, yoksa onu vururum... | Open Subtitles | أخبره أن يضع يديه خلف رأسه وإلا سأطلق عليه النار |
Her neyse, arkadan ona vurdum... ensesine vurmuşumdur herhalde değil mi? | Open Subtitles | عموما، تسللتُ خلفها ولا بد أنني قطعت رقبتها من الخلف |
"Kadının ensesine o harfleri yazdığı sırada ölümün kasvetli örtüsünün üstümüzü giderek kapladığını görüyorum. | Open Subtitles | غطاء الموت شديد بينما أقوم بمراقبته و هو ينحت على رقبتها النقيّة |
Onu izlemek için ensesine bir çip yerleştirdiler. | Open Subtitles | وضعوا رقاقة في الظهر رقبتها لمراقبتها. |