Evlenme teklif etmemesine şaşmamak lazım, ergenliği bitirememiş ki. | Open Subtitles | لا عجب ان جيرمي لم يتقدم لي بعد فهو لم يصل سن البلوغ بعد |
Kanadalı ergenliği hakkında araştırma yapsana. | Open Subtitles | لمَ، لاتثقف نفسك بشأن سن البلوغ لدى الكنديّين |
Bu gerçekleşmeden en azından ergenliği biraz atlatmayı isterdim! | Open Subtitles | وانا أود أن احصل على مزيد من سن البلوغ قبل أن يحدث ذلك. |
ergenliği geçtim ve rock grubum var. | Open Subtitles | وصلت سن البلوغ وحاليًا فرد في فرقة موسيقى روك. |
Ergenlere, olabilecek en yoğun toplumsal cinsiyet psikometri testlerinden birini uyguladıktan sonra, girmeyi istemeyecekleri ergenliği önlemek üzere bir tedavi yöntemi uyguluyorlardı. | TED | كانوا يعالجون المراهقين الصغار بعد إخضاعهم لأشد اختبار قياس ذهني مكثف للجنسين وكانوا يعالجونهم عن طريق منع سن البلوغ الذي لا يرغبون به |
İşte bu yüzden, ergenliği durdurmalıyız. | TED | لهذا السبب فإن تأخير سن البلوغ |
ergenliği geçene kadar bu kararı vermeye hazır değilim. | Open Subtitles | لن أحكم عليها قبل أن تصل سن البلوغ |
Ben Walter. Başarılı bir iş adamıyım ve ben de ergenliği geçtim. | Open Subtitles | أنا (والتر)، أنا رجل أعمال ناجح وأيضًا وصلت إلى سن البلوغ. |