Sanırım Erikson'ın karısı böyle düşünmeyecektir. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد زوجة إريكسون قد يختلف مع ذلك. |
Erikson, onun bir çeşit kaya olduğunu düşündü, ben de ona, testlere tabi tutalım dedim. | Open Subtitles | إريكسون إعتقد بأنّه كان نوع من الصخرة، لذا أخبرته لسحقه للتحليل. |
Buraya, Erikson'un ölümünü araştırmaya geldim. | Open Subtitles | نزلت هنا للتحقيق في موت إريكسون. |
Burada olmamın tek nedeni Kyle Erikson ile birlikte iş yaptığını söylemem. | Open Subtitles | السبب الوحيد أنني هنا هو لأنك قُلت أنك كنت مع (كايل إريكسون). |
Cobb'un Erikson'dan daha fazla nefret ettiği tek şey, polis. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يكرهه (كاب) أسوء من (إريكسون) هو الشرطة. |
Ölmüş olan bu adam, Phil Erikson, uzman bir deprem bilimci. | Open Subtitles | إنّ الرجل الميت , uh، فل إريكسون... الرئيس seismologist. |
- Pierce ve muhtemelen Erikson'ı o öldürdü. | Open Subtitles | - قتل يثقب ومن المحتمل إريكسون. |
Erikson ilk konakçıymış. | Open Subtitles | إريكسون كان المضيّف الأصلي. |
Her pazar Erikson Ailesi yemeğine ne demeli peki? | Open Subtitles | ماذا عن عشاء عائلة (إريكسون) كل يوم أحد؟ |
Erikson, Arroya'dan bile önce patlamaya hazır bir bomba. | Open Subtitles | (إريكسون) كان قنبلة تنتظر لتنفجر، حتى قبل "أرويو". |
Kyle Erikson için endişeleniyorlar. | Open Subtitles | "إي تي أف" إنهم قلقون حول (كايل إريكسون). *مكتب الكحول والتبغ والأسلحة النارية والمتفجرات* |
Ve şu anda, Erikson'un, Kenneth Cobb isimli suç ortağıyla ilgili gizli bir çalışmamız var. | Open Subtitles | ولدينا متخفي في الوقت الحالي مع متواطىء (إريكسون) أسمه (كينيث كاب). |
Erikson'la çalışmıyorsun, bile. | Open Subtitles | إذًا، أنت كذبت. أنت لم تعمل حتى مع (إريكسون). |
Erikson'dan daha büyük bir yol olmaktan bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحن على وشك أن نكون حالة أكبر من (إريكسون). |
Onun, Kyle Erikson'un aşırı grubunun bir parçası sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه كان جزء من مجموعة (كايل إريكسون) المتطرفة. |
Ve Cobb'un söylediğine göre Erikson kendini bir çeşit Mesih olarak düşünüyormuş. | Open Subtitles | ووفقًا لـ(كاب)، (إريكسون) يعتقد نفسه كنوع من المسيح. |
Cobb, Erikson'la bağlantılı olabilecek başka birinin adını verdi mi? | Open Subtitles | هل سلّم (كاب) أي شخص آخر الذي قد يكون على إتصال مع (إريكسون)؟ |
Carter, Erikson'u yakalamak için bir plan yaptı ama çok fazla hazırlık gerek. | Open Subtitles | (كارتر) لديه خطة للإمساك بـ(إريكسون)، لكنها تحتاج الكثير من الإعداد. |
Tamam, Glenn Fischer, Erikson'un son günlerde donanım satın olmak için geldiğini söyledi. | Open Subtitles | حسنٌ، حسنًا، (جلين فيشر) قال بأن (إريكسون) جاء مؤخرًا لشراء مُعدات منه. |
Glenn, Erikson'dan nefret etse bile hala "Üstüme gelme" pozunda. | Open Subtitles | بالرغم من أن (جلين) يكره (إريكسون)، ما زال لديه ذلك الموقف "لا تدوس عليّ". |