"erkek arkadaşıyla" - Translation from Turkish to Arabic

    • مع صديقها
        
    • مع حبيبها
        
    • مع صديق
        
    • مع خليلها
        
    • لصديقها
        
    • مع مرافقها الذكر
        
    • مع عشيقها
        
    • وصديقها
        
    • مع صديقه
        
    • صديقها الحميم
        
    erkek arkadaşıyla sorunları olan babasının biricik seksi biseksüeline yer açtı. Open Subtitles ليفسحوا المجال أمام صديقتهم الشاذة التي تعاني من مشاكل مع صديقها
    Meredith Muir'e göre, Natalie Baldwin, onun erkek arkadaşıyla yatıyormuş. Open Subtitles وفقا لميريديث موير، ناتالي بالدوين وجود علاقة غرامية مع صديقها.
    Mezhebi 3 ay önce bırakmış ve erkek arkadaşıyla oradan taşınmış. Open Subtitles لقد تركت الطائفة منذ 3 أشهر و إنتقلت للعيش مع حبيبها
    Annem beni oraya bırakıp en son erkek arkadaşıyla bir yerlere giderdi. Open Subtitles كانت أمى تتخلص منى هناك عندما كانت تتسكع مع حبيبها الآخير
    Hadi ama, senin ödüllü cevizli tatlının bir dilimine iddia girerim ki önümüzdeki hafta yeni erkek arkadaşıyla ortaya çıkar. Open Subtitles هيا، سأراهنك بشريحة من فطيرتك الفائزة بالجائزة أنها في الاسبوع القادم ستظهر مع صديق جديد
    Gece yarısından hemen sonra erkek arkadaşıyla kavga ettikten sonra. Open Subtitles و بعد منتصف الليل بفترة وجيزة بعد أن تشاجرت مع خليلها
    Çünkü bu daha ucuzdu, tutkusundan çok öfkesini gösteren erkek arkadaşıyla beraber yaşıyordu. TED لأنه كان أقل تكلفة، لقد كانت تعيش مع صديقها الحميم الذي كان غضبه أكبر من طموحه.
    Hâlâ erkek arkadaşıyla randevusunda sanırım. Open Subtitles مازالت فى لقائها مع صديقها على ما أعتقد.
    Sakinleşmek istiyordu çünkü erkek arkadaşıyla kavga etmişti. Open Subtitles ؟ احتاجت ان تكون وحيدة بسبب كان لديها خناق كبير مع صديقها
    Ve kızım erkek arkadaşıyla eve çıkmak istiyor. Open Subtitles وابنتي التي تريد الانتقال إلى شقةٍ مع صديقها.
    Neden? Bir kız öğleden sonra eski erkek arkadaşıyla birlikte yürüyemez mi? Open Subtitles ألا تستطيع الفتاة الاستمتاع بنزهة مع صديقها السابق؟
    Mücadeleci yazar erkek arkadaşıyla yaşayan mücadeleci bir sanatçıyım. Open Subtitles انا فنانة مكافحة تعيش مع حبيبها وهو ايضا كاتب مكافح جدا حقا ؟
    Ben onun eski erkek arkadaşıyla yaşıyorum. Sanırım buna karşı alerjisi biraz daha fazla. Open Subtitles أنا أعيش مع حبيبها السابق , أعتقد إنها حساسة إلى ذلك أكثر بقليل
    Birbirinizin en iyi arkadaşıyken, Peyton'un erkek arkadaşıyla yatan sen değil miydin? Open Subtitles ألم تخونيها مع حبيبها السابق عندما كنتما صديقتان مقربتان؟
    Genelde vurucu hamlem karşı tarafın erkek arkadaşıyla yatmak olurdu ama onu zaten yaptığımı hissediyorum. Open Subtitles حسنًا، حركتي المعتادة هي أن أتشارك الفراش مع صديق الشخص المعني ولكني أفعل هذا حاليًا
    9'da erkek arkadaşıyla buluşmuş. Open Subtitles وبعد ذلك إجتمعت مع صديق عند التاسعة
    Ya da erkek arkadaşıyla yatmıştım ve benimle konuşmak istemeyeceğini biliyordum. Open Subtitles أو لأني قمت بممارسة الجنس مع خليلها
    Eğer o saat 21:30'da erkek arkadaşıyla konuşmak istemediyse, saat 22:30'da niçin telefonu kaldırdı? Open Subtitles إن لم ترد التحدث لصديقها لماذا تلتقط السماعة في العاشرة والنصف
    Kartını geri verdikten sonra gerçekten de geceyi erkek arkadaşıyla geçirmiş. Open Subtitles بعد أن أعادت إليه شارته قضت الليل في الواقع مع مرافقها الذكر
    erkek arkadaşıyla sürtebilsin diye 3 gün onu yalnız bıraktı. Open Subtitles لقد تركته لوحده لثلاثة أيّام لتذهب مع عشيقها.
    Jenny daha çekilmez olsa da erkek arkadaşıyla hala beraberler. Open Subtitles جيني وصديقها يمكن فصلهما حتى لو كانت لا تحتمل ذلك
    ve bu da biraz garip çünkü burada erkek arkadaşıyla birlikte. Open Subtitles , و هذا غريب بما أنه هنا مع صديقه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more