| Ne zaman senin erkekliğine iltifat etsem... garip davranıyorsun. | Open Subtitles | ليس صحيحا، كلَّ مرّة كنتُ فيها أثني على رجولتك كنت تتصرّف بشكل غريب |
| Pazarlık yeteneğin erkekliğine benzemeye başlamış. | Open Subtitles | أرى مهارات مساومتك إختفى طريق رجولتك. |
| Çünkü bu senin erkekliğine ve gururuna dokunurdu. | Open Subtitles | لأنه يؤذي رجولتك وكبرياءك. |
| Greg Norbert'ın erkekliğine laf çakmaya karşı koyamadın. | Open Subtitles | لم تستطع مقاومة إهانة جريج نوربرت في رجولته |
| Bugün erkekliğine tekrar geri döndü, değil mi? | Open Subtitles | لقد عاد إلى رجولته اليوم، أليس كذلك؟ |
| Bu bir hediye. Hayır. Eğer hediye olarak verseydim, erkekliğine saldırı olarak algılayabilirdin. | Open Subtitles | لا,لماذا,لا,لو أعطيتك الكِتاب كهديه رُبما تعتقد بأن هذه إهانة لرجولتك |
| Fakat erkekliğine daha yeni kavuşmuş Oscar fark etti ki icabında herhangi bir Lucille bile işe yarardı. | Open Subtitles | ) لكن (أوسكار) الرجولي المستجد وجد فرصة أي (لوسيل) ستستغلها |
| Affedersin. erkekliğine laf etmek istememiştim. | Open Subtitles | لم أقصد إهانة رجولتك |
| erkekliğine mi dokundu? | Open Subtitles | هل هذا يهدد رجولتك ؟ |
| Michael, erkekliğine olan güvenini geri kazanmıştır kendi erkekliğini sorgulayan oğluna rastlar. | Open Subtitles | عاد (مايكل) واثقاً بشأن رجولته عندما قابل أبنه, الذي كان يشكك في رجولته |
| Lütfen bunu erkekliğine yapılmış bir hakaret olarak görme. | Open Subtitles | أرجوك لا تنظر للأمر كتهديد لرجولتك |
| Duke'ün gücü ve erkekliğine vurgu yapar. | Open Subtitles | سيبرز طابع (دوق) الرجولي و قوته |