Bu sabah Erken kalktım, bu yaban çileklerini sizin için topladım. | Open Subtitles | لقد استيقظت مبكراً هذا الصباح, قطفت هذه الفراولة البرية لك |
Erken kalktım, makyaj yaptım ve evi temizledim! | Open Subtitles | لقد استيقظت مبكراً ، وضعت مكياجي ونظفت مكاني |
Evet, Erken kalktım, uyandırmayayım dedim. | Open Subtitles | نعم , لقد استيقظت مبكراً ولم أشأ إيقاظكِ |
O sabah Erken kalktım Cezayir'de Cezayir şehrinin kenar mahallelerinde bulunan, babamın dairesinde, ön kapının durmadan vurulmasıyla. | TED | استيقظت باكراً ذلك الصباح في شقة والدي في ضواحي الجزائر العاصمة، في الجزائر، على طرقٍ بلا هوادة على الباب الأمامي. |
dedi. Ben de, kampın son gününde Erken kalktım ve marketten büyük bir kavun aldım. Kavunu sarmaşıkların arasına sakladım ve yemek arasında şöyle dedim, "Riley, neden şuraya gidip ne yaptığına bakmıyorsun?" | TED | لذلك كان اخر يوم من المخيم، استيقظت باكراً وحصلت على شمام ضخم من البقالة وأخفيتها في العشب، وعندما حان موعد الغداء،قلت "رايلي، لمذا لا تذهبين هناك، وترين ماذا فعلته." |
Erken kalktım. Yapacak işler vardı. Önemli değil. | Open Subtitles | إستيقظت مبكراً, و كان لدي أشياء لأعملها أشياء غير مهمة |
Bu sabah çok Erken kalktım. Güneş doğuyordu. | Open Subtitles | إستيقظت مبكراً هذا الصباح كما تعرف الشمس كانت مشرقة |
Erken kalktım da bir merhaba diyeyim dedim. | Open Subtitles | ، لقد استيقظت مُبكراً لذا فكّرت في القدوم وإلقاء التحية عليك |
Erken kalktım. | Open Subtitles | أنا أستيقظ مبكراً. |
Evet, Erken kalktım, uyandırmayayım dedim. | Open Subtitles | نعم , لقد استيقظت مبكراً ولم أشأ إيقاظكِ |
Erken kalktım, güzel bir şeyler yapabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | انا فقط استيقظت مبكراً; وظننت انى سأفعل شيئاً لطيفاً. |
- Evet, bugün Erken kalktım. | Open Subtitles | نعم استيقظت باكراً |
Evet, ben Erken kalktım | Open Subtitles | نعم إستيقظت مبكراً |
Erken kalktım da bir merhaba diyeyim dedim. | Open Subtitles | ، لقد استيقظت مُبكراً لذا فكّرت في القدوم وإلقاء التحية عليك |