"erken saatlerde" - Translation from Turkish to Arabic

    • وقت سابق
        
    • وقت مبكر
        
    • باكراً
        
    • مبكرا
        
    • باكرا
        
    • باكرًا
        
    • مبكراً هذا
        
    • الساعات الأولى
        
    • وقتٍ سابق
        
    • في وقت باكر
        
    • وقتٍ سابقٍ
        
    • مسبقاً هذا
        
    • مبكراً اليوم
        
    • فلقد تركت العمل مبكراً
        
    • العمل مبكراً بعد
        
    Ve bugün erken saatlerde onu radyasyon elbisesinde uyuklarken gördüm. Open Subtitles وفي وقت سابق من اليوم رأيته نائم داخل جناح الاشعاع.
    Bugün erken saatlerde, Cleveland'in lüks semtlerinden birinde hiç düşünülmeyen gerçekleşti. Open Subtitles فى وقت سابق اليوم فى ضاحية راقية بكليفلاند الغير متوقع حدث
    Bu sabah erken saatlerde buranın çok yakınlarında hırsızın biri, saygıdeğer amcamın tapınağına girip bunları çalmaya kalkıştığı için. Open Subtitles لإنه في وقت مبكر هذا الصباح وليس ببعيد عن هنا اقتحم لص أكثر معابد عمي توقيراً وحاول سرقة هذه
    Bu sabah erken saatlerde, Pescespada adasındaki cevaplama makinesinde aldığımız mesaj. Open Subtitles هذه رسالة استلمناها باكراً اليوم على آلة الرد
    Akşam erken saatlerde olmuş. O zamandan beri ondan haber alamadık. Open Subtitles هذا كان مبكرا في هذا المساء ولم نراه الي الان
    Bu sabah, erken saatlerde bir adam adı Francis Maguire, buraya geldi. Open Subtitles . باكرا هذا الصباح , رجل يسمى فرانسيس ماغواير دخل هذا البناء
    Şimdi Dr. Kang sahneye gelecek ve bugün biraz daha erken saatlerde bastığımız bu böbreklerden birini sizlere göstereceğiz. TED وسيأتي د.كانج إلى خشبة المسرح الآن، وسنريكم إحدى هذه الكلى المطبوعة بالفعل التي قمنا بطباعتها في وقت سابق من اليوم.
    Jack erken saatlerde arayarak tekrar gecikeceğini söyledi. Open Subtitles جاك تكلم في وقت سابق ليقَول بانة قد تاخّرَ ثانيةً.
    Bu gece erken saatlerde, polis müfettişi Lee ve özel görev gücü, Juntao suç organizasyonu bir daha ayağa kalkamayacak şekilde yerle bir etmeyi başarmıştır. Open Subtitles في وقت سابق من هذا المساء المحقق لى ولجنة عمله الخاصة فى القضاء بشكل نهائي على منظمة جون تاو الإجرامية واستعادوا
    Bugün erken saatlerde gezegen sandığım bir şey gördüm. Gök taşı da olabilir. Open Subtitles حسنا، في وقت سابق من اليوم، ورأيت ما ظننت انه ربما كوكب،
    Bugün erken saatlerde, bir polis memuru vuruldu ve öldürüldü. Open Subtitles في وقت سابق من اليوم تم قتل الشرطية بينما ...
    Bugün erken saatlerde, General'in hayatına kasteden bir planı açığa çıkardık. Open Subtitles في وقت سابق اليوم، استطعنا كشف مؤامرة ضد حياة اللواء
    Öyle görünüyor ki, cinayetler bu akşam erken saatlerde işlenmiş. Open Subtitles يبدو أنّ جرائم القتل حصلت في وقت مبكر من هذا المساء
    Sadece akşam ve sabah erken saatlerde beslenirler. Open Subtitles تتغذى في وقت مبكر المساء والصباح الباكر.
    erken saatlerde, tamamen bağlantıyı kaybettiğiniz doğru mu? Evet. Open Subtitles هل صحيح أنكم قد فقدتم الاتصال بها بصورة كاملة في وقت مبكر الليلة ؟
    Bugün erken saatlerde teğmeninizle ufak bir konuşma yaptım. Open Subtitles ولكنني أجريت فحسب محادثة مع المقدم باكراً اليوم
    Sadece erken saatlerde lobide çektiklerinle ilgileniyorum. Open Subtitles اسمع, انا فقط مهتمة بالصور التي اخذتها باكراً في بهو الفندق.
    Bugün erken saatlerde Wonderland Bulvarı'nda hunharca işlenen cinayetler Güney yakası sakinlerini dehşete düşürdü. Open Subtitles ساوذلاند في صدمة اليوم بسبب سلسلة من القتل الوحشي حدثت اليوم مبكرا هنا في جادة وندرلاند
    Babam acayip katıydı, erken saatlerde evde olmam gerekiyordu. Open Subtitles اجل، فأبي كان صارما وكان علي العودة باكرا
    Bugün erken saatlerde laboratuvarımdayken gördüğüm şeyle alakalı olabilir. Open Subtitles حسنًا، قد يكون للأمر علاقة بما رأيته باكرًا بمختبري
    Bugün daha erken saatlerde basılan böbreği görüyorsunuz. TED يمكنكم بالفعل رؤية هذه الكلية التي تمت طباعتها مبكراً هذا اليوم.
    Polis tarafından yapılan açıklamada bu sabah erken saatlerde beşinci kurbanın bulunduğu bilgisi doğrulandı. Open Subtitles لقد أكتشفت المباحث جثة الضحية الخامسة في الساعات الأولى من الصباح
    Belki onu sizi takip ederken erken saatlerde görmüşsünüzdür. Open Subtitles ربما تكونين قد رأيته في وقتٍ سابق من هذا المساء عندما كان يتتبعكِ
    Gecenin en büyük olayı. Bir çita bugün erken saatlerde... Open Subtitles في أهم خبر الليلة هرب نمر في وقت باكر اليوم
    Bu sabah erken saatlerde Indianapolis'teki bir Beanery kahve dükkanında patlama olmuş. Open Subtitles انفجارٌ وقعَ في مَقهى في "انديانابوليس" في وقتٍ سابقٍ مِن صَباحِ اليومِ.
    Bugün erken saatlerde Anne Glass ismindeki bir kadından mesaj aldım. Open Subtitles أصغِ.. لقد وصلتني رسالةٌ مسبقاً هذا اليوم من إمرأةٌ تدعى "آن غلاس"
    Ama bugün daha erken saatlerde, yatmaya hazırlanıyordum ve... Open Subtitles لكن مبكراً اليوم , كنت على . . وشك أن أنام و
    Aksam uzeri erken saatlerde aniden cikmis. Yaklasik bir saatligine geri dondukten sonra tekrar cikmis. Yaptiklari gercekten de cok tutarsiz. Open Subtitles فلقد تركت العمل مبكراً بعد الظهر و عادت ربما لساعة ثم رحلت ثانيةً الأمر كله متقلب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more