"erken saatlerinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في وقت سابق
        
    • وقت سابق من
        
    • وقت مبكر من
        
    • في وقت مبكر
        
    • مبكراً في
        
    • وقت مُبكر من
        
    • وقتٍ باكر
        
    • قبل سويعات أقدمت
        
    • في الساعات الاولى من
        
    • في الساعات المبكرة
        
    • في وقتٍ سابق
        
    • في وقتٍ سابقٍ
        
    • في ساعات
        
    • بوقت مبكر من
        
    • صباح هذا
        
    5 dosya da sabahın erken saatlerinde kalıcı olarak silinmiş. Open Subtitles وكانت الملفات الخمسة بشكل دائم حذف في وقت سابق اليوم.
    O günün erken saatlerinde, okuldan geldiğinde yüzünde morluklar olduğunu fark etmiştim. TED في وقت سابق من ذلك اليوم، كنت قد لاحظت كدمات على وجهه عندما عاد من المدرسة.
    Kurban akşamın erken saatlerinde davetsiz bir misafiri ihbar etmek için 911'i aramış. Open Subtitles اتصلت الضحية بالطوارئ في وقت مبكر من هذا المساء للإبلاغ عن شخص دخيل
    Sabahın erken saatlerinde Kaptan James Wheeler'dan bir mesaj aldık. Open Subtitles في وقت مبكر هذا الصباح تلقينا رسالة الكابتن جيمس ويلر.
    Bu akşamın erken saatlerinde, aşağı kasabada bir yabancı görülmüş. Open Subtitles مبكراً في هذا المساء تم أكتشاف دخيل عند البرج السفلي
    Sabahın erken saatlerinde bir kuş onların gezindiği yerde uçuyordu. Open Subtitles في وقت سابق من هذا الصّباح طار طائر في المنطقة فى المكان الذى حلقت فيه الأنوار أمس
    Günün erken saatlerinde Brezilya 4. Open Subtitles في وقت سابق اليوم البرازيل نجت من مفاجأة
    ...Ohio'lu çift günün erken saatlerinde cehennem turundayken. Open Subtitles جولة من الجحيم ، لزوجان من اوهايو في وقت سابق اليوم عندما,
    Yine de günün erken saatlerinde onu görmüş olabilirler. Open Subtitles على الرغم من أحد المعتادين إعتقد بأنه رآه يركن سيارته في وقت سابق
    Yetkililer sabah erken saatlerinde meydana gelen kazanın enkazını kaldırıyorlar. Open Subtitles بينما تقوم الفرق بتنظيف الحطام الناجم من تصادمٍ حدث في وقت سابق من هذا الصباح
    Camp David'in hemen yakınlarında, günün erken saatlerinde Marine-1 çakıldı. Open Subtitles من خارج كامب ديفيد،حيث فى وقت مبكر من اليوم سقطت المروحية الرئاسية مارين 1 ،عقب اقلاعها مباشرة
    İlk arama Hong Ling'den gecenin erken saatlerinde. Open Subtitles المكالمة الأولى من هونج لينج مبكراً في تلك الليلة
    Günün erken saatlerinde epey gayretli oluyorsun. Open Subtitles إنك حقًا مُجتهدًا في وقت مُبكر من الصباح.
    İkincisiyse bu gecenin erken saatlerinde bölge hastanesinde yaralarına yenik düşüp öldü. Open Subtitles والآخر لم ينجو طويلاً في وقتٍ باكر من المساء في المستشفى.
    Bugünün erken saatlerinde Queen Holding Başkanı Moira Queen.. Open Subtitles "قبل سويعات أقدمت (مويرا كوين) المديرة التنفيذيّة لشركات (كوين) المندمجة"
    Sabahın erken saatlerinde, Rus ordusu içeri girdi ve şaşırtıcı olarak az bir direnişle karşılaştı. Open Subtitles في الساعات الاولى من صباح هذا اليوم تحركت القوات الروسية للهجوم و قابلت مقاومة صغيرة
    - Bayan Wright, bahsedilen tarihte sabahın erken saatlerinde neredeydiniz? Open Subtitles - السيدة (رايت)، أينَ كنتِ في الساعات المبكرة من صباح ...
    Ve onu veterinere götürdüklerinde veteriner onlara sabahın erken saatlerinde, köpek/lumbağasal cerebral zenigrafi denen deneysel bir yöntem öğrendiğini söylemiş. Open Subtitles وعندما أخذوه إلى البيطري أخبرهم أنه في وقتٍ سابق من نفس اليوم قد درس . . جراحةً تجريبية اسمها
    Günün erken saatlerinde at heykelini gördüğümde bacakların paslandığını ve ucuz bronz- magnezyum alaşımdan yapıldığını gördüm. Open Subtitles عندما رأيتُ تمثال الحصان في وقتٍ سابقٍ اليوم، لاحظتُ أنّ الساقين مُؤكسدة ومُتشققة من خليط البرونز والمغنيسيوم.
    Oluşan buz sabahın erken saatlerinde toplanıp, sağda gördüğünüz binada kullanılmak üzere saklanır ve bu tüm yaz ayı boyunca yapılır. TED وكان يتم جمع الثلج المتولد في ساعات النهار الأولى وتخزينه للاستخدام في المبنى الذي ترونه على اليمين، طوال شهور الصيف.
    Savcı, Christine'in cesedinin salı sabahının erken saatlerinde suya konduğunu söyledi. Open Subtitles لقد أكّد لي الطبيب الشرعي للتو بأنّه تم وضع جثة (كريستين) في المياه بوقت مبكر من صباح يوم الثلاثاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more