"erken yaşta" - Translation from Turkish to Arabic

    • مبكرا
        
    • المبكر
        
    • في سن مبكرة
        
    • في عمر مبكر
        
    • مبكّرة
        
    Silah kazalarını önlemek çocukları erken yaşta silahla tanıştırmaktan geçer. Open Subtitles حوادث المسدسات يمكن اجتنابها عن طريق تعريف اولادك بالمسدسات مبكرا
    Yani bebeğinizi yüksek derecede şekerli gıdalarla erken yaşta tanıştırırsanız bağımlısı olacaklardır. Open Subtitles إذا،لو بدأ طفلك مبكرا على الأطعمة عالية السكر سيصبحون مدمنين
    Çok erken yaşta kendimizi tanımlamamız beklenirdi ve eğer tanımlamazsak, başkaları bizim yerimize yapardı bunu. TED يتوقع لنا أن نعرف أنفسنا في هذا العمر المبكر وإذا لم نفعل ذلك بأنفسنا، فإن الأخرين سيقومون بذلك.
    Bugün kü konuşmada erken yaşta eğitime yatırım yapmanın bir kamu yatırımı olarak niçin anlamlı olduğuna dair farklı bir görüş sunmak istiyorum. TED في حديث اليوم، أريد أن أقدم فكرة مختلفة عن سبب يجعل من الاستثمار في التعليم المبكر للأطفال هي فكرة وجيهة باعتبارها استثمارا عاما.
    Size, ilerleyen süreçte ne olduğundan bahsettim ama bazı farklar çok erken yaşta ortaya çıkabilir. TED إنني اتحدث عن ما يحدث لاحقاً، ولكن بعض هذه الاختلافات تظهر بشكل صادم في سن مبكرة.
    Omzunda, bileğinde ve omurgasındaki hasar miktarına bakılırsa erken yaşta golf oynamaya başlamış olmalı. Open Subtitles نظراً لكمية إهتراء كتِفها ,مِرفقها و عمودها الفقري لا بد أنها بدأت تلعب الغولف في سن مبكرة
    Bu okullarımıza bırakılabilecek bir şey değil, yine de erken yaşta başlamak yararlı. TED وذلك شيء يجب أن لا يترك لمدارسنا فقط، على الرغم من أنه من المهم البدء في عمر مبكر.
    Yaşadıkların çok ağır ve çok erken yaşta olmuş şeyler. Open Subtitles "ما حدث كان شديد الوطأة وتغلغل فيكَ في سنّ مبكّرة جدًّا"
    Çok erken yaşta görülen böyle bir vakada presenilin mutasyonlarını kontrol etmeyi isteriz. Open Subtitles في حالة مثل هذه ظهرت بها اعراض المرض مبكرا جدا نود ان نتحقق من الطفرات الوراثية
    - Büyükbabam buranın üyesiydi, bu yüzden bana erken yaşta öğretti. Open Subtitles جدى كان عضواً وبدأ تشجيعى مبكرا
    Insanlar artık erken yaşta başlıyorlar. Open Subtitles الناس بداوا مبكرا هذا العام
    Kronik yalnızlık, erken yaşta ölme ihtimalinizi % 14 arttırır. TED فالاكتئاب المزمن يزيد من احتمالية الموت المبكر بنسبة أربعة عشر بالمائة.
    Çocuk yaşta evlendiriliyorlar ve yaşamı tehdit eden erken yaşta gebelikle karşılaşıyorlar. TED ويتعرضن للزواج المبكر ويتعرضن للحمل المبكر المهدد لحياتهن.
    HIV merkezlerinde, mülteci kamplarında... Ancak aynı zamanda internette zorbalık ve erken yaşta evliliğe son vermek için TED في مراكز مكافحة الإيدز وفي معسكرات اللاجئين، وأيضاً حتى نتمكن من وضع حد للتنمر عبر الإنترنت وللزواج المبكر.
    Bunları erken yaşta görmesi, belli arzularını tetiklemiş. Open Subtitles لقد أظهرت رغبات معينة التعرض المبكر كان الحافز
    Babası isteseydi daha erken yaşta başlayabilirdik. Open Subtitles قد بدأت في سن مبكرة لقد كَانتْ بحاجةِ أبّيها.
    Babası erken yaşta ülke dışına göndermiş. Open Subtitles أرسله والده إلى هنا في سن مبكرة
    Çoğu gibi, ben de erken yaşta içmeye başladım. TED مثل الكثيرين، فقد بدأت الشرب في عمر مبكر.
    erken yaşta birisine adapta olmak ona alışmak ve kabul etmek daha kolaydır. Open Subtitles من الأسهل قبول شخص ما، من السهل التكيف مع شخص ما في عمر مبكر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more